Haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, davalı tarafından uygulamaya konulan ihtiyati haciz kararının şirket alacağına ilişkin kısmı yönünden haksız olduğunun kabulü ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İİK’nın 259. maddesinin açık hükmü gözetildiğinde, ihtiyati haciz isteyenin teminat göstermesi zorunlu ise de, gösterilmesi zorunlu olan teminatın, ihtiyati haciz isteminin kabulünün ön koşulu olarak belirtilmesinin ve ihtiyati haciz isteminin tümüyle reddine gerekçe yapılmasının yasal olmadığı-
Haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davanın, haciz tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde açılmadığı gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilse de, haciz işleminin haksız olduğu takibin iptaline ilişkin kararın kesinleşmesi ile sabit olduğundan, zamanaşımının başlangıcının belirtilen kararın kesinleştiği tarih olarak kabulü ile işin esası incelenerek karar verileceği-
Mahkemece, 5230 sayılı Yasa'nın 11. maddesine göre yeniden yapılandırma sürecinde ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmayacağına ilişkin kanun hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğu değerlendirilerek uygulanmamış ise de, bir davaya bakmakta olan mahkemenin, uygulanacak bir kanun hükmünün Anayasa’ya aykırı olduğunu düşündüğünde izleyeceği yol 1982 Anayasası'nın 152. maddesinde öngörülmüş olup, mahkemece bu yol izlenmeden, açık kanun hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle uygulanmamasının doğru olmadığı-
İhtiyati haciz kararı verilmesinde mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmadığı, yaklaşık ispat ölçülerinde ispatın yeterli olduğu, asli müdahilin davasını şirket müdürünün sorumluluğu esasına dayandırdığı, haksız fiilden doğan borçların haksız fiilin işlendiği ülke hukukuna bağlı olduğu, haksız fiilin işlendiği yer ile zararın meydana geldiği yerin farklı ülkelerde olması halinde zararın meydana geldiği ülke hukukunun uygulanacağı,ihtiyati haciz kararına itiraz nedenleri arasında zamanaşımı itirazının bulunmadığı-
İhtiyati haczin düzenlendiği İcra ve İflâs Kanunu'nun 257-268'inci maddelerinde teminata ilişkin kararların temyiz edilebileceğine ilişkin bir kanun hükmü bulunmadığı, nihai nitelikte olmayan "teminatın iadesi" talebine ilişkin mahkeme kararının temyizinin mümkün olmadığı-
Dava, haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup; mahkeme tarafından işin esasına girilerek ve davacı tarafın sunduğu belgeler ve ilgili banka kayıtları celbedilerek davacının haksız ihtiyati haciz nedeni ile uğradığı zararın ayrı ayrı tesbiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde icra dairesinden kararın infazı istenebileceğinden, mahkemenin karar niteliği taşımayan derkenar nottan sonra teminat yatırılmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddi kararı doğru olmayıp, işin esasının incelenerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297. maddesine uygun bir ihtiyati haciz kararının verilmesi gerektiği-
İhtiyati haciz isteyen bankanın (Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Emlak Bankası) talebi üzerine verilen ihtiyati haciz kararında bankadan teminat alınmasının doğru olmadığı-