Trafik kazasında davacıların murisinin ölmesi üzerine davalılar hakkında destekten yoksunluk nedeniyle maddi-manevi tazminat istemli  açılan dava sebebiyle davalılar adına kayıtlı taşınır-taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep edilmiş olup, mahkemece, talebin İİK.’nun 257. maddesindeki koşullara uygun olduğu gerekçesiyle, borçlunun borca yetecek kadar menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesinin isabetli olduğu-
5230 sayılı Yasa'nın 11. maddesine göre yeniden yapılandırma sürecinde mahkeme harçlarından muaf tutulduğu ve ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmayacağına göre, ihtiyati haciz talebinde bulunan banka lehine kanuna dayalı olarak teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmesi ve harçtan muaf olduğu gözetilerek peşin alınan harçların iadesi ile davalı tarafa harç yüklenmesi gerektiği-
Dava dışı borçlu şirketin ödeme emrindeki adresi ve ticaret sicil memurluğu kayıtlarındaki adresinin davaya esas haczin yapıldığı adresten farklı olduğu, istihkak davası sonucunda da haciz konusu malların borçlu ile ilgisinin olmadığının kesinleştiği, yapılan haczin haksız olduğu anlaşıldığından, uygun bir miktarda manevi tazminata karar verilmesi gerektiği-
4603 Sayılı Kanuna tabi bankalarca yeniden yapılandırma sürecinde açılmış veya açılacak dava takipler sonuçlandırılıncaya kadar, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartının aranmayacağı-
İhtiyati haciz kararının verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşul bulunmadığı, davacının Hindistan uyruklu bir şirket olup, Türkiye ile Hindistan arasında "teminattan muafiyeti" öngören iki taraflı adli yardım sözleşmesinin akdedilmiş olduğu-
Davacı, davalı şirket tarafından aleyhinde açılan istirdat davası sonucu verilen kararın kesinleşmeden ihtiyati haciz alınarak icraya konulduğunu, istirdat kararlarının İİK 72/5 maddesi uyarınca kesinleşmeden icraya konulamayacağından karara itiraz ettiğini ve ihtiyati haczin kaldırıldığını ancak bu arada menkul ve gayrimenkullerine haciz konulduğunu bundan dolayı maddi ve manevi zarara uğradığını, davalı şirket ile birlikte ihtiyati haciz kararını veren hakimin kanunun açık hükmüne karşılık böyle bir karar vermiş bulunması nedeni ile doğan zarardan sorumlu tutulması gerektiğini bildirerek ihtiyati haciz kararını alan şirket ile birlikte Adalet Bakanlığı aleyhinde maddi ve manevi tazminat ödetilmesi isteminde bulunduğu, davacının davalı Adalet Bakanlığı'na yönelik davasının görüm ve çözüm yerinin Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
Alacak kredi sözleşmesinden doğmakta olup, alacaklının ihtiyati haciz talebi ile birlikte İİK. 259/1.maddesi uyarınca teminat göstermesi zorunlu olup, sözleşmelerde bu zorunluluğun aksine olarak yapılan düzenlemeler anılan yasa hükmü karşısında geçersiz olduğundan, mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
4603 sayılı Yasa gereği yeniden yapılandırma süreci içindeki ihtiyati haciz isteminde bulunan Ziraat Bankası A.Ş'nin yeniden yapılandırma süresini uzatma yetkisinin Bakanlar Kurulu'na verildiği, Bakanlar Kurulu'nun da yeniden yapılandırmaya ilişkin süreyi 25.11.2010 tarihinden itibaren 5 yıl uzattığı, ihtiyati haciz kararı talebinin bu 5 yıllık süre içinde yapıldığı, 5230 sayılı Yasa'nın 11. maddesine göre "yeniden yapılandırma sürecinde ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmayacağı" belirlendiğine göre, ihtiyati haciz talebinde bulunan banka lehine kanuna dayalı olarak teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, "%20 teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesi" doğru görülmediği-
Teminat alınmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin talepte, 4603 sayılı yasa gereği yeniden yapılandırma süreci içindeki ihtiyati haciz isteminde bulunan bankanın yeniden yapılandırma süresini uzatma yetkisinin Bakanlar Kurulu'na verildiği, Bakanlar Kurulu'nun da yeniden yapılandırmaya ilişkin süreyi 25.11.2010 tarihinden itibaren 5 yıl uzattığı, ihtiyati haciz kararı talebinin bu 5 yıllık süre içinde yapıldığı, 5230 sayılı Yasa'nın 11. maddesine göre yeniden yapılandırma sürecinde ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmayacağı belirlendiğine göre, ihtiyati haciz talebinde bulunan banka lehine kanuna dayalı olarak teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, %15 teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği-
Davacı hakkında yapılan icra takibinin itiraz üzerine durduğu; buna rağmen, ihtiyati haciz kararı alındığı ve uygulandığı, davacının kefil sıfatı ile sorumlu olduğuna ilişkin davanın ise reddedildiği ve red kararının kesinleştiği, şu durumda, haciz işleminin hak veya alacağa dayanmadığı ve davalının, haksız haciz yapan olarak sorumlu olacağı-