davada taraflarca getirilme ilkesi geçerli olduğundan taraflara yeniden delil bildirme imkanı tanınamayacağı- Tüm paydaşları bağlayan harici taksim ya da tüm paydaşları kapsayacak şekilde fiili kullanım durumunun bulunup bulunmadığı tespit edilmeyip, taşınmazdaki katların kimlerin kullanımında olduğu, kiraya verilmişse hangi bölümlerin kim tarafından kiralanıp kira bedellerinin alındığı saptanmamış olup, davalı ...'ın taşınmazda kullandığı bir yerin bulunup bulunmadığı, var ise nereyi kullandığı, terk etmiş ise; hangi dönemde kullandığı açıklığa kavuşturulmamış, boş bina bölümlerinin bulunup bulunmadığı, davacının taşınmazda kullanabileceği yerlerin olup olmadığı belirlenmediğinden belirtilen hususlar açıklığa kavuşturularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
7. HD. 18.04.2016 T. E: 9983, K: 8460-
7. HD. 18.04.2016 T. E: 8820, K: 8467-
Asıl işveren - alt işveren ilişkisinin varlığından söz edebilmek için iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerektiği- Davacı dava dilekçesinde "davalının işçisi olduğunu iddia ederek dava açmış ve davalının savunmasındaki açıklamalar üzerine verdiği dilekçede acenteyi devralan kişiyi tanımadığını, muhatap olmadığını feshinde davalı ... tarafından yapıldığını" iddia ettiğinden, mahkemece, davanın aydınlatılması ilkesi uyarınca davalı avukatının dilekçesinde sözü edilen acente sözleşmesi, varsa işyeri devrine ilişkin belgeler getirtilmeden davacının iş akdinin acenteye devrin yapıldığı tarihin hemen ertesinde feshedilmesi dikkate alındığında davalı ile ihbar olunan acente arasındaki ilişkinin hukuki niteliğinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesinin hatalı olduğu- İhbar olunanın gerekçeli karar başlığında davalı olarak gösterilmesinin isabetsiz olduğu- Hükmedilen miktarların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağı-
Somutlaştırma yükünün, dava açılırken veya cevap dilekçesi verilirken iddia ve savunmanın dayandırıldığı vakıaların ve hangi vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin belirtilmemiş olması halinde söz konusu olacağı- Boşanma davasında gösterilen tanıkların, dava dilekçesinde yer alan vakıalar konusunda dinletilmek istendiği açık ise, gerekmediği halde, "hangi tanığın hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini belirtmesinin" istenmesi ve bu yönde açıklamada bulunması için süre verilmesinin hukuki sonuç doğurmayacağı, gösterilen tanıkların usulünce dinlenerek karar verilmesi gerekeceği-
Kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilinin talep edildiği davada, taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı noktasında uyuşmazlık bulunduğu- Davacı davalı işyerinde 2 vardiya şeklinde çalıştığını iddia etmiş olup davacının talebi aşılmak suretiyle yazılı şekilde fazla mesai süresinin belirlenip hesaplanmasını hatalı olduğu- Davacının iş akdinin işverence haksız feshedildiğini iddia ettiği davalının ise davacının iş akdini devamsızlık nedeniyle haklı nedenle feshettiğini savunduğu ancak dosyaya sunulan devamsızlık tutanağı tanıklarının dinlenmediği- Hakimin davayı aydınlatma ödevi gereği davalının sunduğu devamsızlık tutanağı tanıkları dinlenerek iş akdinin kim tarafından feshedildiği ve feshin haklı nedene dayalı olarak yapılıp yapıldığının belirlenmesi gerektiği- İş akdinin devamsızlık yapmak suretiyle eylemli olarak davacı tarafından feshettiği anlaşılırsa da davacının işverence ödenmeyen ücret alacakları bulunduğundan işçi tarafından iş akdinin feshinin haklı nedene dayandığı kabul edilerek kıdem tazminatı talebinin kabulüne, ihbar tazminatı talebinin ise reddine karar verilmesi gerektiği-
Yargılama safhasında davalıya %25,20 sürekli iş göremezlik derecesi üzerinden gelir bağlandığından, talep iş göremezlik oranının değiştiğine ilişkin ise, oranın değiştiği tarihin tespiti ile gelire etkisi üzerinde durulup sonucuna göre iş göremezlik geliri yönünden karar verilmesi, talep maluliyet aylığı tahsisine ilişkin ise 506 sayılı Yasa'nın 54. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Davacı vekili, mal rejiminin tasfiyesini talep ettiğine göre mahkemece, davacı vekiline dava ve talebini açıklanması hususunda süre ve imkan verilmesi, dava ve talebin niteliğinin belirlenmesi, taraf delilleri eksiksiz olarak toplandıktan sonra esas hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacıya talep edilen manevi tazminat tutarının ne kadarının hangi eylem için istendiği yönünden açıklama yaptırılması ve sonrasında taleplerin her biri hakkında ayrı gerekçe ve ayrı hüküm kurulması gerektiği (HMK. mad. 31)-
Dava dilekçesinde talep her ne kadar "el atmanın önlenmesi ve yıkım" olarak belirtilmekte ise de dava dilekçesinin 3 numaralı paragrafında ve davacı vekilinin ilk celsedeki sözlü beyanında, yazılı beyanında ve yargılama aşamasında dosyaya sunulan dilekçelerde davacının talebinin taşınmazın mülkiyetine ilişkin olmayıp komşuluk hukukuna aykırılık teşkil eden elatmasının önlenmesi olarak ifade edildiğinden davacının bu yöne ilişkin iddia ve delilleriyle davalıların savunmalarının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-