Davacı vekili beyanında taşınmazın tahliye edildiğinden sözleşmenin feshine ilişkin taleplerinin konusuz kaldığını belirtmiş olup, açıkça teminat mektuplarının iadesi talebinden vazgeçtiği şeklinde bir beyanda bulunmadığından, teminat mektuplarının iade edilip edilmeyeceği üzerinde durarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- İtiraza uğrayan ve mahkemece yeni bir bilirkişi raporu ile karşılanmamış tespit bilirkişi raporu ile karar verilemeyeceği-
Davacının kurduğu ve bir süre faaliyet gösterdikten sonra faaliyetlerine son veren limited şirket üzerine kayıtlı aracın satışına izin verilmesine-
Mahkemece, dava dosyasındaki eksik ve belirsiz hususlar bakımından taraf vekillerince açıklama yapılmasını sağlamak, takip dosyasındaki eksik belgelerin ikmalini temin ederek davacı itirazlarını da karşılayacak biçimde önceki bilirkişilerden ek rapor almak, davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde oluşturulacak bilirkişi heyeti marifetiyle inceleme yaptırılarak tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra karar yerinde tartışılmak suretiyle sonucuna göre karar vermek gerekeceği-
Hakimin maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği; soru sorup delil gösterilmesini isteyebileceği- Eksikliğin komşu parsellerden kaynaklandığının iddia edilmesi halinde ise davanın bu parsellere yönelik olduğu göz önünde bulundurularak tutanakların getirtilip kesinleşip kesinleşmediği saptanarak görev hususun buna göre belirlenmesi gerektiği-
Davacının devremülkün kullanılmamasından kaynaklı zarar tazminin mi yoksa sözleşmenin iptalinin mi talep edildiği anlaşılmadığından, hakim tarafından öncelikle davacının talep sonucu açıklattırılması ve daha sonra HMK. mad. 194 gereğince tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmaların somutlaştırılmasının istenilmesi gerektiği-
Davanın niteliği tespit edilmeden eksik incelemeye dayalı hüküm kurulduğu gibi, gerekçeli kararda davanın, itirazın iptali davası olduğu belirtilip hükümde alacak davası sonucunu doğurur şekilde karar verilmesiyle, gerekçe ile hüküm arasında da çelişki oluşturulmuş olduğundan hükmün bozulması gerekeceği-
Dava konusu parsel üzerinde davacı tarafından yapılan yapı bulunduğu fakat davacı tarafından yapılan köprünün kapsadığı alanın DSİ kanalı üzerinde olduğu, taşınmaz sınırı içinde kalmadığı tespit edildiğinden anılan parsel dışında bilirkişi raporunda gösterilen, DSİ kanalı içinde kalan köprü hakkında da hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece üç farklı alacak kaynağına dayalı alacak talep edildiği halde davacıya özellikle, talep ettiği alacak miktarı içerisinde mal rejiminin tasfiyesinde kaynaklı alacak mikatrının HMK 31. maddesindeki "hakimin davayı aydınlatma ödevi" çerçevesinde açıklattırılmadığı; bu alacağa konu edilen taşınmazın tapu kaydı getirtilerek muhtemel bir alacak konusu olup olmayacağının değerlendirilmediği; yasadaki soyut kanun metni gerekçe gösterilerek talebin reddine karar verildiği; mahkemece yapılacak işin, açıklanan yönde işlem ve inceleme yapılarak ihtiyati haciz talebi hakkında yeniden karar verme olması gerekeceği-
HMK. mad. 31 'de düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi doğrultusunda, davacı vekiline dava dilekçesinde talep edilen miktarın ne kadarının hasar bedeli, ne kadarının tamir için geçen süredeki kayıp (ikame araç bedeli) ve değer kaybına ilişkin olduğunun kalem kalem açıklattırılması gerektiği- Davalıların bilirkişi raporuna itirazları da gözetilerek, aracın hasar bedelinin, tamir süresinin, tamir için geçen süredeki kaybın (ikame araç bedeli) belirlenmesi için aynı bilirkişiden, ayrıntılı, açıklamalı, denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Şirketin zorunlu trafik sigortacısı olan şirket de beyan dilekçesinde davacıya hasar tazminatı ödemesi yaptığını bildirmiş ancak buna ilişkin bir belge sunmamış olup, ödeme iddiasının araştırılıp sonucuna göre hükmedilecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiği-
Mahkemece davacının talepleri açık olmadığı halde alacağa hükmedildiği; bu durumda mahkemece yapılacak iş, HMK. mad.31 çerçevesince hakimin davayı aydınlatması; davacıya talep ettiği malvarlığı unsurlarının her biri yönünden talep ettiği alacak miktarını ayrı ayrı açıklattırılmas;, buna göre Harçlar Kanunu 30-32. maddeleri çerçevesinde harcın tamamlatılması; temyiz edilen hükmü sadece davacı temyiz ettiği ve davalı taraf temyiz etmediğinden, hükmedilen alacağın davacı yararına usuli kazanılmış hak teşkil ettiği göz önüne alınarak, toplanan ve gerektiğinde toplanacak deliller çerçevesinde bir karar vermek gerektiği-