Davanın niteliği tespit edilmeden eksik incelemeye dayalı hüküm kurulduğu gibi, gerekçeli kararda davanın, itirazın iptali davası olduğu belirtilip hükümde alacak davası sonucunu doğurur şekilde karar verilmesiyle, gerekçe ile hüküm arasında da çelişki oluşturulmuş olduğundan hükmün bozulması gerekeceği-
Dava konusu parsel üzerinde davacı tarafından yapılan yapı bulunduğu fakat davacı tarafından yapılan köprünün kapsadığı alanın DSİ kanalı üzerinde olduğu, taşınmaz sınırı içinde kalmadığı tespit edildiğinden anılan parsel dışında bilirkişi raporunda gösterilen, DSİ kanalı içinde kalan köprü hakkında da hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece üç farklı alacak kaynağına dayalı alacak talep edildiği halde davacıya özellikle, talep ettiği alacak miktarı içerisinde mal rejiminin tasfiyesinde kaynaklı alacak mikatrının HMK 31. maddesindeki "hakimin davayı aydınlatma ödevi" çerçevesinde açıklattırılmadığı; bu alacağa konu edilen taşınmazın tapu kaydı getirtilerek muhtemel bir alacak konusu olup olmayacağının değerlendirilmediği; yasadaki soyut kanun metni gerekçe gösterilerek talebin reddine karar verildiği; mahkemece yapılacak işin, açıklanan yönde işlem ve inceleme yapılarak ihtiyati haciz talebi hakkında yeniden karar verme olması gerekeceği-
HMK. mad. 31 'de düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi doğrultusunda, davacı vekiline dava dilekçesinde talep edilen miktarın ne kadarının hasar bedeli, ne kadarının tamir için geçen süredeki kayıp (ikame araç bedeli) ve değer kaybına ilişkin olduğunun kalem kalem açıklattırılması gerektiği- Davalıların bilirkişi raporuna itirazları da gözetilerek, aracın hasar bedelinin, tamir süresinin, tamir için geçen süredeki kaybın (ikame araç bedeli) belirlenmesi için aynı bilirkişiden, ayrıntılı, açıklamalı, denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Şirketin zorunlu trafik sigortacısı olan şirket de beyan dilekçesinde davacıya hasar tazminatı ödemesi yaptığını bildirmiş ancak buna ilişkin bir belge sunmamış olup, ödeme iddiasının araştırılıp sonucuna göre hükmedilecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiği-
Mahkemece davacının talepleri açık olmadığı halde alacağa hükmedildiği; bu durumda mahkemece yapılacak iş, HMK. mad.31 çerçevesince hakimin davayı aydınlatması; davacıya talep ettiği malvarlığı unsurlarının her biri yönünden talep ettiği alacak miktarını ayrı ayrı açıklattırılmas;, buna göre Harçlar Kanunu 30-32. maddeleri çerçevesinde harcın tamamlatılması; temyiz edilen hükmü sadece davacı temyiz ettiği ve davalı taraf temyiz etmediğinden, hükmedilen alacağın davacı yararına usuli kazanılmış hak teşkil ettiği göz önüne alınarak, toplanan ve gerektiğinde toplanacak deliller çerçevesinde bir karar vermek gerektiği-
Muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerlerinin ayrı ayrı tespit edileceği, belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değerinin bulunacağı, bulunan bu değerin ne kadannın arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirleneceği, satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinin de bu oranlar esas alınarak yapılacağı, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise paylan oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılacağı-
Davacının icra takibi ile itirazın iptali davasında harca esas gösterdiği değer farklı olup, davalı borçlu takibin tamamına yönelik itirazda bulunmuş olduğundan, mahkemece, HMK'nun 31. maddesi uyarınca, davacı vekiline talebi açıklattırılıp şayet işlemiş faizin de dava konusu yapıldığı yolunda beyanda bulunulursa bu kısmın harcının tamamlattırılmasından sonra davaya devam edilmesi gerektiği-
HMK. mad.31 "Hakimin, davayı aydınlatma ödevi” çerçevesinde davacı taraftan katılma alacağı hesabına katılması istenen mal ve haklar konusunda açıklama istenip, anılan yasal çerçevede değerlendirilmesi; gerekirse yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak gerçekleşecek sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davacının yurtdışı çalışma ücreti alacağının bulunup bulunmadığının tespitinde, aynı işyerinde çalışan ve davacı ile aynı işi yapan işçi ... tarafından davalı işveren aleyhine açılan İş Mahkemesinin 2013/...E.-2014/... K. sayılı dava dosyasında, davacı ...'ın talep ettiği yurtdışı çalışma ücreti alacağının kabulüne karar verildiği, anılan kararın davalı işveren tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 23.06.2014 tarih, 2014/...E.-2014/... K. sayılı ilamı ile, davalı tanıklarının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulduğu anlaşıldığına göre, aynı işyerinde, aynı işi yapan işçiler arasında farklı yurt dışı çalışma ücreti uygulamasının söz konusu olamayacağı gözetilerek, HMK 31. maddesinde düzenlenen “hakimin davayı aydınlatma görevi” de dikkate alınarak İş Mahkemesinin anılan dosyası getirtilip, yurtdışı çalışma ücreti ile ilgili işyeri uygulaması belirlenerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkin davada, "taraflarca getirilme ilkesi" geçerli olduğundan, taraflara yeniden delil bildirme imkanı tanınmasının, usul ve yasaya uygun olmadığı- Davada tüm paydaşları bağlayan harici taksim ya da tüm paydaşları kapsayacak şekilde fiili kullanım durumunun bulunup bulunmadığı tespit edilmemiş ve taşınmazdaki katların kimlerin kullanımında olduğu, kiraya verilmişse hangi bölümlerin kim tarafından kiralanıp kira bedellerinin alındığı saptanmamış, davalının taşınmazda kullandığı bir yerin bulunup bulunmadığı, var ise nereyi kullandığı, terk etmiş ise; hangi dönemde kullandığı açıklığa kavuşturulmamış, boş bina bölümlerinin bulunup bulunmadığı, davacının taşınmazda kullanabileceği yerlerin olup olmadığı belirlenmemiş olduğundan, mahkemece, bu hususlar açıklığa kavuşturularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-