Yargılama, isticvabına karar verilen tarafın yokluğunda devam etmekte olsa bile, o tarafa isticvap davetiyesi gönderilebileceği- Ç.lan taraf özürsüz olarak gelmediği veya gelip de soruları cevapsız bıraktığı takdirde, mahkemece sorulan vakıaların ikrar edilmiş sayılacağı- Davacının ... tarihinde 170.000 TL'yi "konut bedeli" açıklaması ile dava dışı A.Ş.'nin banka hesabına yatırdığı ve aynı tarihte sözleşmede 310.000 TL bedelle satıldığı belirtilen A.Ş. adına kayıtlı bağımsız bölümün tapuda davacı adına tescil edildiği hususları bir arada değerlendirildiğinde; davacının davalıdan haricen devraldığı taşınmaz bedelinin 310,000 TL olduğunu ispat ettiği, davacı adına tescil edilen taşınmaz için yaptığı ödemelerin davalı tarafından kabul edilen kişinin ise anılan sözleşmeyi teyzesi olan davacı nam ve hesabına yapan ve bazı edimleri onun adına ifa eden kişi konumunda olduğu-
İddiaya göre davalının eylemleri 556 sayılı KHK ile korunan marka hakkı, FSEK’dan kaynaklanan eser sahipliği hakkı ile TTK’nun 56 ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız rekabet yasağının ihlalini oluşturduğundan hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında davacıya tazminat taleplerinin dayanaklarını da açıklattırmak suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği-
Fazla çalışmanın günlük 3 saatten fazla olamayacağına ilişkin bir içtihat olmadığı- Faiz başlangıcının davalı işverenler fazla mesai alacağı bakımından temerrüde düşürüldükleri tarih olması gerektiği-  Mahkemece, yargılama giderine ilişkin kurulan hükümde taraflarca ne tür ve toplamda ne kadar yargılama gideri yapıldığının denetime elverişli şekilde açıklanması ve dökümünün yapılması gerektiği- Davalı taraf, işyerinde Bölge Çalışma Müdürlüğü iş müfettişi tarafından yapılan denetim sonucunda bilirkişi ve mahkemenin kabul ettiği 1,5 saatten daha fazla ara dinlenmesi tespiti yapıldığını ve buna ilişkin olarak rapor düzenlendiğini savunmakta olup öncelikle hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında sözü edilen Bölge Çalışma Müdürlüğü raporu getirtilerek, ara dinlenmesinin 1,5 saatten fazla olup olmadığı hususu bu rapordaki verilerle birlikte yeniden değerlendirilme yapılması gerektiği- Mahkemece davacının dönemlere göre ücretlerinin bordrolar ve banka kayıtlarını esas alarak belirlenip hesaplamanın doğru ücrete göre yeniden yapılması gerektiği-
Davacı tarafından "nama ifa" talep edildiğinin anlaşıldığı, ancak dava dilekçesinde talebin açık ve net olmadığı görüldüğünden, mahkemece talebin ne olduğunun ayrı ayrı açıklattırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Kendisine mirasbırakan tarafından açıklanan yolla kazandırma yapıldığının saptanması halinde davalı yasal mirasçı olmadığına göre, adı geçene yapılan kazandırmanın mirasta denkleştirme hükümleri çerçevesinde terekeye iadesinin hukuken olanaklı olmadığı, mirasbırakanın davalıya sağlığında yaptığı iddia edilen kazandırma başka bir hukuki ilişki ortaya konulmadığına göre, "karşılıksız teberru" niteliğinde olup, davacıların saklı payları zedelenmiş ise koşullarının varlığı halinde ancak tenkise tabi tutulabileceği-
İhtarlı ödeme emrinde yasal itiraz ve ödeme süreleri ile tahliye ihtarının yer alması gerekeceği, buna karşın takibin hangi kira dönemlerine ilişkin olduğunun belirtilmesi gerektiğine ilişkin yasal bir zorunluluk olmadığı gibi bu hususta şikayet yoluna da gidilmediği, ayrıca mahkeme hakimince gerekli görülmesi halinde HMK'nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında davacı taraftan talep edilen aylar kirası hususunda açıklama yapmasının da istenebileceği, bu açıklamalar ışığında mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkeme hakimi tarafından dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma zaptı okunmak suretiyle davacının tüm taleplerini hangi dönem için olduğu, kimden ne kadar tazminat talebinde bulunduğu, tazminat dayanağının ne olduğu hususları sorulmak suretiyle tereddüte mahal bırakmayacak şekilde davacının talep ettiği dönem ve tazminat türü ayrıntılı olarak açıklattırılmak suretiyle, açıklatılan davacı taleplerine göre gerekiyor ise HMK'da belirtilen ilkeler çerçevesinde yeniden bilirkişiden ek rapor alınmak, gerekmiyor ise dosyadaki mevcut delillere göre ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Ancak hukukun cevaz verdiği hallerde duruşma açmadan dosya üzerinden karar verilebileceği, (Örneğin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları gibi) veya kanunun duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanındığı hallerde dosya üzerinden karar verilebileceği, Kanun'un açıkça duruşma açılarak yargılama yapılmasını emrettiği hallerde dosya üzerinden karar verilemeyeceği-
Dava dilekçesinde hangi davacı için ne kadar maddi tazminat talep edildiği açık olmadığından HMK'nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi doğrultusunda dava dilekçesinde hangi davacı için ne kadar tazminat talep edildiğinin ayrı ayrı açıklattırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporu davalı vekiline tebliğ edilmediğinden savunma hakkı kısıtlanmış olan davalı vekiline hesap bilirkişi raporunun usulünce tebliğ edilip, ortaya koyacağı delillerin toplanıp savunması çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Davacılar vekilinin vekaletnemede de yetkisi bulunduğu üzere feragat ettiği davalı yönünden davanın kabulü hükmü verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece; taşınmazların başında yapılacak keşifte önceki yerel bilirkişi ve tanıklarla birlikte diğer mirasçılar da dinlenerek çelişkinin bulunması halinde yüzleştirme yapılarak çelişkinin giderilmesi, miras yoluyla davacıya kaldığının belirlenmesi durumunda ise, Hazine adına tapuya bağlanıldığı 09.05 1983 tarihinden geriye doğru en az 20 yıla ulaşan zilyetliğinin bulunup bulunmadığının sorulup belirlenmesi gerekeceği-