Mahkemece; hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğünden hareketle, dava dışı sigorta şirketinin, yangından doğan zarara ilişkin olarak davacıya toplam ne kadar ödeme yaptığını ve bu ödemenin hangi zarar kalemleri için yapıldığının (emtia, demirbaş, tefrişat gibi) tereddüte mahal vermeyecek şekilde ayrı ayrı tespit edilerek, tefrişat zararı için sigortadan ödeme yapılmadığının tespiti halinde, tefrişat zararından yalnızca esnaf kusur oranı düşülerek, belirtilen olgular dikkate alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Dava  dilekçesinin içeriği  ve  yargılama aşamasındaki beyanlardan davacı tarafın isteğinin  hangi malvarlığına ilişkin  olduğu  açık olmadığı; HMK. mad. 31 uyarınca hakimin davayı  aydınlatma görevi kapsamında davacı tarafın  talebi  açıklattırılıp, davacı tarafın gösterdiği tanıkların da ifadelerine başvurulması ve buna göre hüküm tesis edilmesi gerektiği-
Hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi için, emekli aylığının kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptali istemine ilişkin davalarda mahkemenin tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re'sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği; HMK 31'in gereği olarak hakimin eksik veya çelişkili kısımları soru sorarak, ticaret ve vergi kayıtlarını getirterek aydınlatması gerektiği-
Kira bedelinin uyarlanması davalarında taraflar yararına takdir edilecek vekalet ücreti, AAÜT mad. 9 uyarınca tespit edilen kira bedeli farkının "bir yıllık tutarı" üzerinden tarifenin üçüncü kısmı gereğince hesaplanacak miktarının tamamı olarak hükmolunacağından, davacıya aylık kira bedelinin kaç Lira'ya uyarlanmasını istediği açıklattırılıp, buna göre vekalet ücretinin takdiri gerektiği-
Mahkemece işin esasına girilmeden önce davacının talebinin icra takibindeki (harca esas değer olarak gösterilen) asıl alacağa yönelik mi, yoksa dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde belirtildiği üzere icra takibindeki toplam alacağa yönelik mi olduğunun belirlenmesi gerekeceği- Mahkemece, 6100 sayılı HMK'nun 31. maddesinde düzenlenen "Hakimin Davayı A.latma Ödevi" ilkesi çerçevesinde davacı vekiline davadaki talebi açıklattırılarak belirtilen usul kuralları çerçevesinde işlem yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
6183 s. K. mad. 54. uyarınca, süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı- Kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırı olacağı- Mahkemece, HMK. mad. 31 kapsamında davacının isticvabı ile talebinin net olarak açıklattırılması, bu kapsamda talebinin ödeme emrinin iptali ve/veya haczin kaldırılması istemine ilişkin olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre araştırma yapılması gerektiği-
Dava dilekçesinde gösterilen harca esas değer ile talep sonucunda istenen meblağ farklı olup, HMK'nın 31. maddesi uyarınca, alacaklının hangi meblağ üzerinden takibin devamını istediği hususunun açıklattırılması gerektiği- Davacı alacaklının itiraza uğrayan tüm alacak yönünden takibin devamını istemesi halinde harç tamamlattırıldıktan sonra, birikmiş faize yönelik itirazın haklılığı üzerinde durulup karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece davalının bildirdiği tanıkların dinlenilmediği; dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıklardan ise dava konusu taşınmazların satışa konu olup olmadığı, kim tarafından, hangi sıfatla kullanıldığı hususlarında ayrıntılı bilgi alınmadan hüküm kurulduğu, eksik inceleme ile hüküm kurulamayacağından, doğru sonuca ulaşılabilmesi için; mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişi huzuru ile yeniden keşif yapılması gerektiği-
Başkasının taşınmazını haksız olarak kullanmış olan kötü niyetli kimsenin, o taşınmazı haksız olarak elinde tutmasından doğan zararı ve elde ettiği veya etmeyi ihmal eylediği semereleri tazmin ile yükümlü olduğu- Haksız surette zabt ve el altına alma(fuzuli İşgal) sebebiyle hukuksal yararları bozulan taşınmaz mal maliklerince istenebilecek ecrimisilin beş yıllık zamanaşımına bağlı olduğu, bu beş yıllık sürenin de dava tarihinden itibaren geriye doğru hesap edilmesi gerektiği-
İlk bozma öncesi birleşen davada verilen kararda PVC farkı, doğalgaz tesisatı ve müşterek banyolarda gömme rezervuar kalemleri fazla imalat olarak kabul edilerek yüklenici lehine hükmedilmiş ve verilen bu karar bu yönüyle arsa sahiplerince temyiz edilmeyerek kabul edilmiş olduğundan davacı yararına usulü kazanılmış hak oluşmuş olacağı- Aynı dava dosyasında davanın hem kısmen kabulü hem de kısmen reddine karar verildikten sonra fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına şeklinde karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Bozma öncesi verilen ilk kararda 23.100,00 TL kira tazminatının davalı arsa sahiplerinden tahsiline, kâr mahrumiyeti talebinin reddine karar verilmiş, kararın davalı arsa sahiplerince temyizi üzerine dairemizce gecikme tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuş ve mahkemece bozmaya uyularak kira ve kâr mahrumiyeti talebinin reddine karar verildiğinden, davacı taraftan HMK. mad. 31 uyarınca kâr mahrumiyeti kalemi açısından talep edilen miktar açıklattırılarak ve daha önce hükmedilen 23.100,00 TL toplamı üzerinden davalılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-