Gerekçeli kararın, tefhim edilen hükmün sonucuna aykırı olamayacağı, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekeceği-
Gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmış olduğundan, tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda ve buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerektiği-
Tebligatta, tebliğin ne zaman ve nerede yapıldığının yazılmaması, tebligatı yapan memurun adı soyadı ve mahkeme kaleminde yapılması halinde sicil numarasının bulunmamasının usulsüz tebligat olduğu- Doğmamış bir haktan peşin feragatin geçerli olmadığı bu nedenle feragat beyanlarının sonuç doğurmayacağı- Usulsüz tebligat nedeniyle temyiz hakkı henüz doğmadığından; temyiz süresinin işlemeye başlamayacağı- Tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerektiği- Tefhim edilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olacağı-
Kararın gerekçe kısmında, 42.250.000 USD'lik talep yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer talepler yönünden davanın reddine karar vermek gerektiğinin belirtildiği; buna rağmen hüküm fıkrasında, 46.296,90 USD'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 46.296,90 USD alacağın 42.250,00 USD'lik kısmına 22/03/2002 dava tarihinden itibaren Kamu Bankalarının USD ile açılan 1 yıllık mevduat hesabına uygulanan en yüksek oranda faiz yürütülmesine karar verildiği; mahkemece, kabul edilen miktar yönünden gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişkiye yol açıldığı-
Kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Birleştirilmesine karar verilen davalarda ayrı ayrı hüküm kurulmadan, tek bir dava varmış gibi hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Eldeki davanın sonucunu etkileyeceği açık olan diğer dava dosyasının eldeki dava bakımından bekletici sorun olarak kabul edilmesi gerektiği-
Gerekçeli karar ile kısa kararın uyumlu olması gerekeceği, mahkemece yapılacak işin; önceki karar ile bağlı olmaksızın çelişki giderilmek suretiyle yeni bir karar vermekten ibaret olduğu-
Mahkemece; önceki rapor hükme esas alındığı halde, gerekçe bölümünde sonraki rapordaki açıklamalara yer verilmesinin çelişki oluşturduğu-
Kısa kararda “.. avans faizi” gerekçeli kararda “...yasal faiz" işletilmesine karar verilmesinin çelişki yaratacağı-
Tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılması, kısa kararın müphem nitelikte olması ve ayrıca icra takibindeki asıl alacağın hükümde belirtildiği miktarda olmaması nedenleriyle, HMK'nın 298/2. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden kararın bozulması gerektiği-
Tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmasının hükmün bozulması gerektireceği-
