Mahkemece, davacının birleşen davadaki dilekçesi "yeni dava dilekçesi" olarak kabul edilmiş ise de, ıslah yapılmış gibi hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğu- Kısa ve gerekçeli kararlar arasında çelişki oluştuğundan, yeni bir kısa ve buna uygun gerekçeli karar verilmek üzere hükmün res'en bozulması gerektiği-
Gerekçe hüküm fıkrasında yazılı sonuçlara nasıl varıldığının kuşkuya mahal vermeyecek biçimde açıklanması olup, kararın gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbirine sıkı sıkıya bağlı ve uyumlu olması zorunlu olduğu gibi, duruşmada tefhim olunan hüküm neticesine nasıl ulaşıldığını açıklayan ifadelerin gerekçe olarak kabul edilmesinin de mümkün olmadığı-
Tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olduğundan, HMK. mad. 298/f-2 uyarınca, hükmün bozulması gerektiği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında bu durum HMK.'nun 298/2. maddesine göre çelişki teşkil ettiğinden, verilen kararın bozulmasını gerektireceği-
Tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında ve gerekçeli kararın 1. ve 3. bentleri arasında çelişki yaratılmış olmasının 6100 sayılı HMK'nın 298/2. maddesi hükmüne açıkça aykırılık teşkil ettiği-
İcra takibinde gayri nakdi alacak yönünden de depo talebi bulunduğu halde hüküm kısmında bu alacak yönünden hüküm kurulmadığı, mahkeme kararının gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki oluşturulduğu, bu durumda hükmün 6100 sayılı HMK'nun 298/2. maddesine aykırılık teşkil ettiği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği-
Hüküm kendi içinde çelişki içermekte olup infazda tereddütler oluşturacağından bu şekilde karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni oluşturacağı, bu durumda mahkemece yapılacak işin önceki kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile yeni bir karar vermekten ibaret olduğu-
Mahkeme hükmünün hukuki varlık kazanabilmesi için onun tefhim edilmesi gerektiği- Hükmün tefhiminin herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olacağı- Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerektiği- Gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı- Gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği-