Davacının bilgisi ve izni dışında internet yolu ile yapılan işlemler sonucu davalı banka nezdinde açılmış olan hesapta bulunan davacıya ait paranın çekilmesi suretiyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davada, mahkeme kısa kararında, “Bu miktara dava tarihinden itibaren değişen oranlardaki yasal faizin uygulanmasına ” denildiği halde, gerekçeli direnme kararının hüküm fıkrasında “davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kabulüne ve davacı tarafın fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 7.500,00 TL davacı alacağının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine ” şeklinde; kısa kararda yer alan faize ilişkin hüküm kurulmamak suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğundan, HMK. mad. 294, 298 ve 297/2'deki açık hüküm gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Kısa kararda, "davanın reddine" karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda “davanın reddine, takip itirazla durduğundan, İİK. mad. 170/3 gereği asıl alacağın ... % 20'si oranında .... TL. tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, % 10'u olan ... TL. para cezasının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine" şeklinde karar verilmesinin kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getireceği-
Asıl ve birleşen dava mevcut olmasına halinde, bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekeceği- Kısa kararla gerekçeli kararın farklı miktarlarda tazminata hükmetmesi sebebi ile çelişkili olduğu ve bu hususun bozma nedeni olduğu-
Borçlu tarafından ileri sürülen fesih sebeplerinin tek tek tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, tüm fesih nedenleri irdelenmeden ve gerekçelendirilmeden, tek bir fesih nedeni incelenerek karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, bu durumda bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilmesi gerektiği-
HMK'nun 298/2. maddesinde; gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlendiğinden ancak somut olayda; mahkemece, tarafların yüzlerine karşı verilen kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki olduğundan, aradaki çelişkinin giderilerek yeniden karar verilmesi gerekeceği -
HMK 298/2. maddesinde; gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı, bunun aksi Anayasa'nın 141.maddesi ile HMK'nun yukarıda değinilen emredici nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratacağı, somut olayda kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilmesi gerekeceği - Ortaklığın giderilmesi ilamına dayalı olarak yapılan satışlara ilişkin ihalenin feshi davalarında alıcı ile birlikte hissedarların tamamının hasım olarak gösterilmeleri gerektiğinden, mahkemece ortaklığın giderilmesi ilamının taraflarının ve taşınmaz hissedarlarının tamamına usulüne uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek iddia ve deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği -