Tapu kaydında düzeltim davasında hükmün açık olması gerektiği; infaz kabiliyetinin bulunmaması halinde bozulması gerektiği- Kendisini vekil ile temsil ettirmeyen davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu- Kendisini vekille temsil ettiren Tapu Müdürlüğü hakkında vekalet ücreti yönünden her hangi bir karar verilmemesinin isabetsiz olduğu-
Usulüne uygun olarak verilmiş bir direnme kararının bulunmadığından, mahkemece, HMK.'nun 294, 297. ve 298. maddelerine uygun şekilde, tefhim edilen kısa karara uygun gerekçeli karar ve buna uygun hüküm oluşturmak olup buna aykırı direnme kararının usul yönünden bozulması gerekeceği-
Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı yeniden yargılama yapılması ve silahların eşitliği prensibi uyarınca hak ihlalini ortadan kaldıracak kapsamda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine ilişkin olup bu yönlerden araştırma ve inceleme yapılmaksızın Anayasa Mahkemesi kararında yer alan hak ihlalinin sadece mahkeme kararının gerekçesine yönelik olduğu kabul edilerek gerekçenin genişletilmesi suretiyle karar verilmesi yerinde olmadığı-
Birleşen davaların bağımsızlıklarını korudukları; bu sebeple her bir birleşen dava için ayrı ayrı HMK.’nun 297 ve 298. maddelerine uygun hüküm kurulması gerektiği; eldeki somut davada ise mahkemenin yargılamayı sonuçlandırarak tefhim ettiği kısa kararda, “davanın reddine,” denildiği halde, gerekçeli kararda tefhim edilen kısa karardan farklı olarak “esas ve birleşen davanın reddine” denilerek, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış olduğu; bu durumun HMK.’nun 298. maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olduğu-
Yargılamanın açık bir şekilde yapılması, tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi gerektiği, dolayısıyla hükmün, açık, anlaşılır, infaz edilebilir şekilde tesis edilmesi, en önemlisi yazılacak gerekçenin, verilen hükme uygun olması gerektiği- Kısa kararla gerekçeli kararın aykırı olmasının bozma nedeni olduğu-
Kısa karar ile gerekçeli karar arasında para cezası yönünden çelişki meydana getirilmiş olduğundan hükmün bozulması gerektiği-
Tefhim edilen kısa kararda, sadece şikayetin reddine karar verilmiş, gerekçeli kararda ise; şikayetin reddi ile beraber şikayetçinin feshi istenilen ihale bedelleri toplamının yüzde onu oranında para cezasına mahkumiyetine hükmedilmiş olması halinde,kısa karar ile gerekçeli karar arasında para cezası yönünden çelişki meydana getirilmiş olacağı-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararda davalının tazminat isteği hakkında bir hüküm kurulmadığı halde, gerekçeli kararda davalı tarafın tazminat isteğinin reddine karar verildiği, böylece tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı, bu halin, HMK'nın m.298/2 maddesine aykırılık teşkil ettiği-