Gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenleneceği, hüküm sonucunun yanlış olması halinde bunun ancak temyiz/kanun yoluna başvurulup kararın bozulması suretiyle düzeltilebileceği- Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılığın münhasır olarak bozma sebebi kabul edileceği-
Kısa ve gerekçeli karar arasında farklılık ve çelişki yaratılması halinde, mahkemece kısa karar ile bağlı kalınmadan yeni bir kısa ve buna uygun gerekçeli karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece fazla ödeme olduğu belirtilen miktarların mahsup edilmediği bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuş ise de, kararın gerekçesinde, “…Sonuç olarak aylık ücret üstünde yapılan fazla ödemelerin niteliği konusunda tarafların iradeleri uyuştuğundan, bu konuda ayrıca bir araştırma ve inceleme yapılmasına esası ve sonucu değiştirmeyeceğinden, davayı daha da fazla uzatmamak adına gerek görülmemiş, yapılan fazla ödemelerinde davalı tarafından her türlü fazla çalışmalara ait olduğu belirtildiğinden, sırasıyla fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil alacaklarından mahsup edilerek, kalanının kabulüne karar verilmiş, böyle olunca tam da bozma ilamında belirtildiği gibi, fazla ödemelerin niteliği tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra ait olduğu alacakta nazara alınmakla bozma nedeni yapılan husus yerine getirilmiş olmaktadır.” ifadelerine yer verilmesi suretiyle direnme kararına uygun gerekçe oluşturulmadığından direnme kararının usul yönünde bozulması gerektiği-
Hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratılmasının HMK'nun 298/2. maddesine aykırılık teşkil edeceği-
Tefhim edilen kısa kararda davanın kabulüne karar verildikten sonra, gerekçeli kararda davanın reddine şeklinde hüküm kurularak, kısa ve gerekçeli karar arasında çelişki oluştuğundan, kısa kararla bağlı kalınmadan yeni bir kısa ve buna uygun gerekçeli karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
İİK. mad. 363 uyarınca tefhimden itibaren temyiz süresinin başlaması için hükmün HMK. mad. 298/3 ve 294/3 uyarınca yazılıp, tefhimi gerektiği- Alacaklının yasal süresi içinde usulüne uygun olarak yaptığı satış talebinin icra müdürünce reddine ilişkin kararın şikayet yolu ile ortadan kaldırılmaması halinde, haczin düşmeyeceği (İBK 16.02.2018 T. 4/1)- Aynı sıra cetveline yönelik farklı şikayetler hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmasının, kararların infazında da şüphe ve tereddütlere neden olarak uyuşmazlıkların uzun süre devam etmesi ihtimali doğurabileceği-
İİK. mad. 363 uyarınca tefhimden itibaren temyiz süresinin başlaması için hükmün HMK. mad. 298/3 ve 294/3 uyarınca yazılıp, tefhimi gerektiği- Adalet Bakanlığına Ait Depo ve Garajlarda Muhafaza Edilen Mahcuz Mallar İçin Alınacak Ücret Tarifesi Hakkında Tebliğ'in 3. maddesinde mahcuz aracın günlük muhafaza ücretinin belirlendiği, 4. maddesi uyarınca ise, alınacak bedelin azami haddi geçemeyeceği-
Mahkemece, kısa kararda “Meskeniyet şikayetinin Reddine, sair hususların gerekçeli kararda değerlendirilmesine” karar verildiği halde, gerekçeli kararda "Davanın Reddine, dava konusu taşınmazın satışı halinde 125.000 TL den aşağı olmamak üzere satılmasına, 75.000 TL 'nin haline münasip ev alabilmesi için borçluya verilmesine, kalan miktarın borçtan mahsubuna," şeklinde karar verilmekle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluştuğu-
Tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında hükmedilen tazminat miktarlarına işleyecek faiz oranı ile faiz başlangıç tarihlerinde çelişkiye sebebiyet verildiği, bu halin, HMK'nın m.298/2. maddesine aykırılık teşkil ettiği-
İİK. mad. 363 uyarınca tefhimden itibaren temyiz süresinin başlaması için hükmün HMK. mad. 298/3 ve 294/3 uyarınca yazılıp, tefhimi gerektiği- Temyiz edenin tek bir dilekçe (temyiz dilekçesi) verebileceği, ayrıca temyiz lâyihası (tamamlayıcı dilekçe) veremeyeceği- İcra Mahkemesinde, Adalet Bakanlığı'na Ait Depo ve Garajlarda Muhafaza Edilen Mahcuz Mallar İçin Alınacak Ücret Tarifesi Hakkında Tebliğ uyarınca sıra cetvelinde muhafaza bedeli kapsamında belirlenen ve öncelikle ödenen bedelin anılan tarifeye uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği denetlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-