İtirazın iptali davasında; kararın gerekçe kısmında, borçlunun itirazında asıl borç miktarı kadar kısmen haksız olduğu kabul edilirken, hükmün ilk kısmında asıl borç miktarı kadar haklı olduğu anlamına gelecek şekilde çelişkili hüküm kurulmasının doğru olmadığı- 
Hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, icra mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmının yorum yolu ile belirlenemeyeceği-
Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan ilamlı icra takibine karşı borçlunun haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece yüze karşı verilen kısa kararda "açılan davanın reddine" karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda "açılan davanın kısmen kabulü ile ........... Şubesi ............. No'lu Hesabın üzerindeki haczin kaldırılmasına," şeklinde hüküm kurulduğu, böylece kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirildiğinin görüldüğü, o halde, kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki bulunduğu ve bu husus başlı başına bozma sebebi olduğundan, mahkemece, önceden verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerekeceği-
Davacının ana taşınmazın mantolaması sebebiyle sorumlu olduğu gerçek ortak gider miktarının ayrıca icra dosyasında ödemek durumunda kaldığı gecikme tazminatı yönünden kendisine kararın tebliğ edilip edilmediğinin, faiz yönünden ise temerrüt oluşup oluşmadığının dosyadaki deliller ile değerlendirilerek davacının aleyhine başlatılan icra dosyasında sorumlu olduğu ortak gider ve fer'ilerinin bulunup bulunmadığının tespit edilerek bir karar verilmesi gerekirken yetersiz araştırma ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kısa karar ile hüküm fıkrası ve hükmün gerekçesi arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerektiği-
Bozma ilamına uyulduğu belirtilmesine rağmen kadına iadesine karar verilen ziynetlerin ayrı ayrı değerleri hükümde gösterilmemiş olduğundan, bozma gereklerinin yerine getirilmediğinin kabulü gerektiği- Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamayacağı-
Kısa karar ile hüküm kısmında da çelişki bulunduğundan mahkeme kararının bozulması gerektiği- Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki, mahkemelere ve yargıya olan güveni sarsacağı gibi infazda duraksamaya yol açacağı-
Mahkemece, kısa kararın “İflasın şartı oluşmadığından dolayı iflas erteleme talebinin reddine” şeklinde olduğu ayrıca iflas kararı verilmediği; gerekçeli kararda ise bu kez “İflas erteleme koşulları oluşmadığından iflas erteleme talebinin reddine” cümlesi yazıldıktan sonra ikinci maddede davacı şirketin iflasına hükmedilerek kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu, bu durumda mahkemece gerekçeli karar ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturacak şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kanun'da tanımlanan şekilde reddedilen kısım yönünden uygun bir gerekçe bulunmadığından talebin reddedilen kısmının neden reddedildiğinin anlaşılamadığı, bu durum karşısında, mahkemece kanun hükümlerine uygun şekilde davacının savunmaları değerlendirilerek, kendi içinde tutarlı, saptanan maddi olaya, talebe uygun savunmayı karşılayan, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulması gerekirken, Anayasa ile 6100 sayılı HMK'nın 297. ve 298.maddelerinde belirtilen unsurlardan ve gerekçeden yoksun karar verilmesinin doğru olmadığı-