Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan bu çelişki dahi tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerektiği-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasında, ek karar ile tavzih adı altında, davadan el çektikten sonra yeniden karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece HMK'nın 31. maddesi gereği yargılamaya hakim olan ilkelerden Hakimin ''Davayı aydınlatma ödevi'' gereği davacı vekilinden davalı olarak dilekçede taraf gösterilen şirket hakkındaki istek ve iradesi aydınlatılıp, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesinin gerekli olduğu- Birleşen davada, davalı taraf olarak gösterilen ............ Belediye Başkanlığı hakkında hüküm kurulmasına rağmen, hüküm başlığında isminin yazılmamasının hatalı olduğu-
Gerek tefhim edilen kısa kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan ziynet eşyalarının ayar, cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekeceği, bu yön gözetilmeden kadının ziynet alacağı davasında kabul edilen ziynetlerin ayar, cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
Gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı- Tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerektiği- Yanlışlığın ancak temyiz kanun yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebileceği- Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olacağı-
Bölge Adliye Mahkemesince, hüküm kısmında gerekçede belirtilen miktardan farklı bir miktarda asıl alacak yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi sonucunda kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki meydana getirildiğinin görüldüğü, bu durumun bozma sebebi olduğu-
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında davacı, davasından feragat etse dahi, davalılardan birinin davaya devam etmek istemesi halinde mahkemece davaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği- Bu nedenle davacının, davadan feragat beyanına karşı hazır bulunan davalılardan diyecekleri sorulmalı, davaya devam etmeyi istemeleri halinde yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
Mahkemece, kısa kararda ve gerekçeli kararda farklı miktarlarda hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-