Mahkemece; davalının bir limited şirket olduğu, davacıya sigortalı işyerinin ....... Vergi Dairesi Müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre “gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olarak çay ocağı-kahvehane” işlettiği anlaşılmakla; davacıya sigortalı işyerinin esnaf faaliyeti sınırlarını aşıp aşmadığı bir ticari işletme olup olmadığının araştırılması ve ticari işletme olması halinde, uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Ticaret Mahkemesi olabileceğinin mahkemenin davada görevli olup olmadığının hükümde tartışılması; mahkemenin görevli olduğu sonucuna varılması halinde işin esası hakkında hüküm tesisi; aksi halde ise, HMK'nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK'nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Celbedilen taşınmazın tapu kayıtlarından kat mülkiyeti kurulmuş bir taşınmaz olduğu, bu durumda, ana taşınmazda kat mülkiyeti kurulmuş olması nedeniyle, davada Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu, görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi gereken hususlardandır olduğundan, mahkemece; davada Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilerek, HMK'nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK'nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği- Dava konusu hasarın ortak atık su tesisatının çökmesiyle sigortalı konuta su sirayet etmesinden kaynaklandığının iddia edildiği, davacının talep ettiği tazminat yönünden, davalı apartman yönetiminin 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 38. maddesi ve sözleşmeden kaynaklanan temsil görevi kapsamında pasif husumet ehliyetinin bulunduğu, bu durumda, mahkemece davanın esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Açık cezaevine geç ayırma işlemi sebebiyle ortaya çıktığı ileri sürülen maddi ve manevi zararın giderilmesine ilişkin davada, cezanın infazına ilişkin iş ve işlemlerin usul ve yasaya uygun olmadığı iddiasına dayanıldığı anlaşılmakla; dava konusu edilen dönem, 22 aylık bir dönemi kapsamakta olup, bu haliyle CMK’nın yürürlüğe girdiği 01/06/2005 de de devam eden bir işlem söz konusu olduğuna göre eldeki davada ağır ceza mahkemesinin görevli olacağının kabulü iktiza edilmekte olduğundan, dava dilekçesinin ağır ceza mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile usulden reddi gerekirken, derece mahkemelerince yazılı gerekçelerle esasa ilişkin karar verilmiş olmasının doğru görülmediği-
Ecrimisil isteği-Bir mahkemenin verdiği görevsizlik kararı temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ise, bu görevsizlik kararının, dosyanın gönderildiği mahkemeyi bağlamayacağı- Ecrimisil isteğine ilişkin davanın, genel mahkeme sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Mahkemece; davalıya husumet yöneltilmesine neden olan davacıya sigortalı işyerinin bulunduğu binada davaya konu hasar tarihi itibariyle kat mülkiyetine geçildiğinden, uyuşmazlığın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'ndan kaynaklandığının gözetilerek, uyuşmazlığa kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanacağının dikkate alınarak, uyuşmazlığın çözüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemesi olması karşısında mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-
İflas sıra cetvelindeki sıraya yönelik şikayetlerin kural olarak, iflas sıra cetvelinin ilanından itibaren 7 gün içinde açılması gerektiği, tebligat masrafı yatıran alacaklılar için bu süre tebliğden itibaren hesaplanacağı- Alacağının sırasına yönelik itiraz icra mahkemesince inceleneceği-
Davacı vekilince ara karar gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmişse de, yeterli açıkta olmayan ve usulüne uygun ihtar içermeyen ara kararlar gereğince davanın reddinin hatalı olduğu-
Kayıt kabul davaları onbeş günlük yasal süre içinde açılması gereken davalardan olup, bu sürenin geçmesinden sonra ıslah yoluyla talebin artırılmasına hukuken geçerli sonuç bağlanamayacağı-
Sicil müdürlüğü tarafından tescile davet edilmesine rağmen, süresi içinde tescil için başvuru yapılmaması veya tescilden kaçınma sebeplerinin bildirilmesi halinde, bu durumun karar verilmek üzere ticaret sicil müdürlüğü tarafından asliye ticaret mahkemesine bildirileceği ve mahkemenin, ilgili durumun sicile tescili gerektiğine kanaat getirirse, sicile tescil emrini içeren bir karar vermesi gerektiği- Davacı dava dilekçesinde, "davalının dava dışı ortağına ait hisselerin devredildiğinin tespitini" talep etmişse de, bu dava dilekçesinin, asliye ticaret mahkemesine bildirim istemi olduğu (TTK. 33) kabul edilerek, davalı tarafın tescilden kaçınmakta haklı olmadığı tespit edildiği takdirde, mahkemece tescili emreden nitelikte karar verilmesi gerektiği, "tespit davası açan davacının hukuki yararının bulunmaması" nedeniyle "davanın reddine" karar verilmesinin hatalı olduğu-
Usul kuralları ve bu kapsamda yer alan görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, aksine düzenleme yoksa derhal uygulanacağından, yapılan görev kuralı değişikliklerinin eldeki davaya da uygulanması gerekeceği sonucuna varılacağı, davacı tarafından ileri sürülen bu davada, Uyuşmazlık Çözüm Kurulunun yetkisi taraflarca kabul edilmediğinden, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın iddia ve savunma kapsamına göre çözümlenmesi gerekeceği, hal böyle olunca, davanın esasının görülmesi gerekeceği-