TMSF tarafından alınan satış kararı ve yapılan işlemlerin davalı TMSF'nin idari bir kurum olması nedeniyle idari işlem ve karar niteliğinde bulunduğu-
Takip tarihi, temlik tarihi ve şikayet tarihi dikkate alındığında, ................ A.Ş’nin takibe konu alacağını, davalı ...................Taşımacılık Oto Kiralama … Ltd. Şti.’ye 02/08/2017 tarihinde devir ve temlik ettiği, temlik eden davalı bankanın şikayet tarihinde takip alacaklısı olmadığı sabit olup tarafına husumet yöneltilemeyeceği gibi aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesinin ve yargılama giderlerine mahkum edilmesinin doğru olmadığı-
Kadın tarafından açılan ilk davanın reddedilmesinden sonra ancak bu red kararı kesinleşmeden önce açılan ikinci boşanma davasının dava dilekçesinde; ilk davadan farklı ve ilk davanın açıldığı tarihten sonra da devam ettiği iddia edilen boşanmaya sebep olabilecek yeni vakaların ileri sürüldüğü, dinlenen tanık beyanında bu vakıaya ilişkin anlatımların yer aldığı anlaşıldığından davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği- "Eldeki davanın ilk davanın yargılaması devam ederken açıldığı, böyle olunca somut olayda derdestlik' koşullarının bulunduğu" ve "kesin hüküm bulunduğu" görüşlerinin HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerinin şikayetçinin, muris adına kayıtlı taşınmazlar üzerindeki haciz şerhlerinin kaldırılmasını talep etmekte hukuki yararı bulunduğu ve borçlunun mirasçılıktan çıkarılması nedeniyle muris adına kayıtlı taşınmazlarda hak sahibi olmadığından bahisle, borçlunun borcundan dolayı uygulanan hacizlerin haksız olduğuna dair gerekçeleri yerinde ise de; haciz uygulanan ve şikayet konusu yapılan taşınmazlardan bir kısmının, ............ Sulh Hukuk Mahkemesinin sayılı kararına konu olan vasiyetnamede yer almadığının görüldüğü, buna göre mahkemece; şikayete konu haciz uygulanan taşınmazlarla ............ Sulh Hukuk Mahkemesinin ................ sayılı kararında şikayetçinin tek atanmış mirasçı olduğuna karar verilen taşınmazlar mukayese edilerek, şikayetçiye vasiyet edildiği tespit edilenler yönünden şikayetin kabulüne, şikayetçiye vasiyet edilmediği tespit edilenler yönünden ise şikayetçi 3. kişinin şikayet hakkı bulunmadığı nazara alınarak şikayetin, şikayet hakkı yokluğundan reddine hükmedilmesi gerekeceği-
6102 sayılı Kanun'un 598 inci maddesinin ikinci fıkrasında şirket müdürü tarafından tescil yapılmaması halinde ayrılan ortak adının silinmesi için Ticaret Sicili Müdürlüğüne başvurabilir hükmünü içerdiği, dosya kapsamından davacının böyle bir başvuru yaptığının ispatlanamadığı, bu haliyle davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığı-
İpotek veren olduğu anlaşılan şikayetçi, kendi taşınmazı dışındaki diğer bir taşınmazın ihalesinin feshini istediğinden, bu davanın nispi harca ve teminata tabi bulunduğu- Mahkemece öncelikle davacıya nispi peşin harcı tamamlaması için Harçlar Kanununun 30. maddesi uyarınca işlem yapılması ve harç yatırılırsa akabinde teminatı yatırtıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- "İhalenin feshini isteyen 3. kişiye nisbi harcın yarısını ve teminatı yatırması için süre verilmesi, yatırılmadığı takdirde istemin usulden reddi kararı verilmesi" görüşü ile "Harçlar Kanunu 32. maddesinde yazılı hüküm ile 30. maddesi hükmünün ve dolayısı ile HMK 150 madde hükmünün ihalenin feshi şikayetinin niteliği gereği uygulama yeri bulunmadığı ve şikayetçi ipotek veren üçüncü kişinin ihalenin feshi talebinde bulunması için nisbi harç ve teminat yatırmak zorunda olmadığı" şeklindeki görüşün kabul edilmediği-
İpotekli taşınmaz malikinin sadece kendi taşınmazı için ihalenin feshi talebinde bulunabileceği- Şikayetçiler aleyhine hükmedilen para cezasının 7343 s. K. ile değişik İİK m. 134/5-3 gereğince tespit edilecek oran üzerinden hükmedilmesi gerekirken, %10 üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğu- " Şikayetçinin takibe konu ipotekli tüm taşınmazlar hakkında taşınmaz kendi mülkiyetinde olsun olmasın ihalenin feshi davası açma hakkına sahip olduğu" şeklindeki karşı oyun kabul edilmediği-
Davalı şirket ile şirket ortakları olan diğer davalılar arasındaki tüzel kişilik perdesinin aralanması istemine ilişkin davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu-
Bu nedenle istifa eden yönetim kurulu üyesinin bu işlemin tescil ve ilanında hukuki yararı olacağı, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle davacının ortaklıktan ayrıldığının tespiti ve ortaklıktan ayrıldığının Ticaret Siciline tesciline ilişkin dava ve talebinin anonim şirketlerde hisse devrinin tescilinin zorunlu olmaması nedeniyle bu konuda tespit ve tescilinin istenmesinde hukuki yarar bulunmadığından buna yönelik dava ve taleplerin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacının anonim şirketin yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığının tespiti ve tesciline ilişkin dava ve talebinin kabulüne, davacının davalı şirket yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığının tespiti ile ticaret siciline tesciline karar verilmesi gerekeceği-
Davacı sigorta şirketi tarafından kasko poliçesiyle sigortalı aracın karıştığı tek taraflı kazada yol kusuru nedeniyle ödenen hasar bedelinin davalı Karayolları Genel Müdürlüğünden rücuen tazminat istemi- Yargı yolu-