"Bireysel emeklilik sözleşmelerine dayalı olarak talimata aykırı fon alımı yapıldığı" iddiasıyla talep edilen tazminat alacağına ilişkin davada, zarar miktarının tespiti için davalı şirket nezdindeki bilgi ve belgelere ihtiyaç duyulduğu, davacının, dava tarihinde uğranıldığı iddia olunan zararın miktar ve değerini tam ve kesin olarak belirleyebileceği söylenemeyeceğinden, davacı tarafından "belirsiz alacak davası" açılmasında hukuki yararın mevcut olduğu- "Talep edilen tazminatın/alacağın niteliği itibariyle belirlenebilir olduğu, belirsiz alacağın söz konusu olmadığı, bu sebeple belirsiz alacak davası açmada hukuki yarar bulunmadığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Delil ikamesi avansının da ispat külfetine göre taraflara yükletilmesi gerektiği- Gider avansı dava şartı iken delil ikamesi avansının dava şartı olarak nitelendirilemeyeceği, delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmamasının, davanın dava şartı yokluğundan reddine neden olamayacağı, tarafın, belirtilen sürede delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilden vazgeçmiş sayılacağı- Bilirkişi ücretinin delil avansı niteliğinde bulunduğu, davada ispat yükü üzerinde olan davacıya süre verilerek davacı tarafından süresinde yatırılmaması halinde davacının o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ve mevcut delil durumuna göre karar verileceği gözetilerek uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği, bilirkişi ücretinin gider avansı olarak kabul edilip davayı takip eden davalılara yüklenmesi ile süresinde yatırılmamasının sonucu olarak dosyanın işlemden kaldırılmasına ve sonrasında da yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olduğu-
2. HD. 26.12.2024 T. E: 1358, K: 10563
Davacıların maden ruhsatı alarak sürdürdüğü faaliyetlerin madenlerin ve maden aranan sahanın sahibi olan Hazineye karşı fer'i zilyet durumunda olduğu, kadastro güncelleme çalışmaları sırasında oluşturulan yolun kaldırılmasına yönelik olarak dava açma hak ve yetkisinin bulunmadığı-
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir...
Şikayete konu haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan şirket çalışanının üçüncü kişi şirketin ortağı ya da temsil yetkilisi olmadığı, yani, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı- Üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren yedi günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmadığından, alacaklının İİK’nın 97-99. maddesinin uygulanmasına ilişkin şikayet isteminde bulunmasında hukuki yararı bulunmadığı, şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
7. HD. 17.12.2024 T. E: 4535, K: 5741
Mahkemece şikayetçiye Harçlar Kanunu'nun 30. maddesine uygun şekilde "...Davacı/şikayetçiye ihale bedeli üzerinden (11.460.000,00 TL) hesaplanan 97.854,07 TL 1/2 peşin nispi harcı yatırması için gelecek celseye kadar kesin süre verilmesine, aksi taktirde dosyanın işlemden kaldırılacağının ihtarına (ihtar edildi)" şeklinde oluşturulacak ara kararı ile süre verilmesi ve akabinde Harçlar Kanunu'nun 30. maddesindeki düzenlemeye uygun olarak karar verilmesi gerekirken nispi harç yatırılmamasını HMK'nın 114. maddesinde düzenlenen dava şartı olarak niteleyerek sonuca gidilmesi ve hususun Bölge Adliye Mahkemesince de benimsenmesi hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerektiği, mahkemece yapılacak işin, öncelikle şikayete konu taşınmaz ve bu taşınmazın toplam ihale bedeli belirlenerek bu bedel üzerinden hesaplanacak olan nispi peşin harcı tamamlaması için Harçlar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca işlem yapmak ve harç yatırılırsa akabinde teminatı yatırtıp, sonuca gitmek olduğu-
Yönetim kurulu üyesi hakkında sadece ibra edilmeme kararı alındığı bir durumda, pay sahibi ilgili yönetim kurulu üyesinin ibra edilmeme kararının iptali için dava açmakta hukukî yararının bulunduğu- Yönetim kurulu üyesi hakkında ibra edilmeme ve sorumluluk davası açılmasına karar verildiği bir durumda sorumluluk davası açılmamışsa, pay sahibi ilgili yönetim kurulu üyesinin ibra edilmeme ve sorumluluk davası açılması yönündeki kararın iptali için dava açmakta hukukî yararının bulunduğu- Yönetim kurulu üyesi hakkında ibra edilmeme ve sorumluluk davası açılmasına karar verildiği bir durumda sorumluluk davası açılmışsa, artık pay sahibi yönetim kurulu üyesinin kararın iptali için dava açmakta hukukî yararının bulunmadığının kabul edilmesi gerekeceği- Zira açılacak sorumluluk davasında ilgili yönetim kurulu üyesi iptal davasında gündeme getireceği tüm itiraz ve def'ilerini ileri sürme imkân ve kabileyetine sahip olacağından müstakilen iptal davası açmasında usul ekonomisi yönünden de hukuki yararının bulunmadığı-
İİK’nın 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayet (asıl dava) ile İİK. m. 99'a dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkin (birleşen dava)- Davanın adi ortaklık adına ortaklar tarafından açıldığı dikkate alınarak HMK m. 115/2. fıkrası gereğince işlem yapılarak ortakların usulüne uygun düzenlenmiş vekâletnamesinin sunulması için kesin süre verilmesi, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilirse işin esasının incelenmesi, noksanlık giderilmezse davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
