Keşfe ilişkin gider avansının tamamının zamanında yatırılıp, yatırılmaması sonuca etkili olmayıp, verilen keşfin yöntemine uygun olarak verildiğinin kabulüne olanak bulunmadığı, buna bağlı olarak verilen kesin sürenin de HUMK.nun 163.maddesi anlamında kesin süre niteliğini taşımadığı-
Davacı vekilinin verilen iki haftalık kesin süre henüz dolmadan söz konusu parayı mahkeme dosyasına göndermek üzere PTT’ ye yatırdığı ve buna bağlı olarak üzerine düşen görevini yerine getirdiği gözetilerek, mahkemece, iddia ve savunma doğrultusunda gerekli işlemlerin yapılması gerektiği halde, yazılı gerekçeyle dava şartı yokluğundan yani usulden davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu-
Dahili davalı yoluyla davalı sıfatının kazandırılamayacağı-
Taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından (6100 s. HMK. m.114/1-d) olduğu ve bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu- Davalı-davacının "ruhsal rahatsızlığı" ileri sürülerek, bu iddia dosya arasındaki bir kısım delille de doğrulanmış olduğundan, mahkemece TMK. mad. 405 ve HMK. mad. 56/1 uyarınca davalı- davacının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılması, gerekirse TMK. mad. 462/8 uyarınca işlem yapılması ve sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerektiği-
Sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin şikayet dilekçesine ekli haciz ihbarnamesinde şikayet olunanın adresinin yazılı olduğu görülmekle, mahkemece HMK’nun 114. maddesi gereği dava şartlarının incelenmesi gerekirken, davanın 119/b maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Adalet Bakanlığınca yayınlanan gider avansı tarifesinin 4. maddesinde yer alan keşif, bilirkişi ve tanıkla ilgili avanslar HMK'nun 324. maddesine göre delil avansı olup, yargılamanın bulunduğu aşamaya göre ödenmesinin istenmesinin zorunlu olmadığı-
Gider avansı için iki haftalık kesin süre verilmesi gerekirken, icra mahkemesince bir hafta kesin süre verilmesinin isabetsiz olduğu-
Söz konusu büfenin 2886 sayılı yasa gereğince ihale ile kiraya verilmesinin, kira sözleşmesinin özel hukuk hükümlerine tabi bir sözleşme olması niteliğini değiştirmeyeceği, davalı kiracının kiralananda bulunan taşınır mallarına el konulmuş olması nedeni ile tazminat istemi hakkının bulunduğu, uyuşmazlık, özel hukuk ilişkisinden kaynaklandığına göre davanın adli yargıda görülmesi gerekeceği-
Kira sözleşmesi ile imzalanan muacceliyet sözleşmesinin iptali istemine ilişkin davada, ön inceleme yapılarak, mahkemece, tarafların delillerini sunmaları ve toplanması istenilen deliller toplandıktan sonra HMK'nun 4/1 maddesi kapsamında görevli olup olmadığını incelemesi ve sonucuna göre karar vermesi gerekeceği-
Borçlu açılacak veya açılmış olan itirazın iptali davasında "borçlu olmadığına dair savunmalarını" ileri sürme olanağına sahip olduğundan ve menfi tespit davasının dinlenebilmesi için, borçlunun korunmaya değer güncel bir yararının bulunması gerektiğinden, derdest olan itirazın iptali davasında ileri sürülebilecek savunmaların ayrı bir davada dava konusu yapılmasında davacıların hukuki yararı bulunmadığı;  verilecek çelişkili kararların hukuki güvenirliğe de zarar vereceği-