Türk Medeni Kanununun 405. ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 56/1. maddeleri uyarınca davacı kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılması, gerekirse Türk Medeni Kanununun 462/8. maddesi uyarınca işlem yapılması ve sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerekeceği-
Davacı kooperatif tarafından uygulanan para cezasının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin dava, 01.07.2002 tarihinden sonra açılmış olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 99. maddesi uyarınca ticari dava niteliğini haiz işbu davaya mahkemece bakılması gerekeceği-
Somut olayda, dava sebebi (maddi vakıa) farklı olduğundan, kesin hükme ilişkin dava şartının koşulları oluşmadığından, mahkemece davacı tarafça, değişen şartlar nedeniyle talepte bulunulduğundan, işin esasına girilerek 9 no'lu bağımsız bölüm açısından yüklenicinin tescil isteme koşullarının oluşup oluşmadığının incelenmesi gerekeceği-
Borçluya karşı açılan sıra cetvelindeki sıraya ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi üzerine vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Komşuluk hukukuna aykırı davranış nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin dava, kişisel hakkın muhtel olması niteliğinde olduğundan davalı belediyeye karşı davanın idari yargıda görülmesi gerekeceği-
Davacıların kendilerine karşı açılacak bir davada iddia veya savunma olarak ileri sürebilecek konular için tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, üye olan davacıların davalı ile aralarındaki hukuki ilişkinin sabit olduğu, davacıların kendilerinden fazla bir ödeme talebinde bulunulduğu halde bile ihtirazi kayıt ile ödeme yaparak haklarını her aşamada elde edebilecekleri ve muhatap oldukları hukuki ilişki içerisinde hak ve ödevlerin kooperatif amacının gerçekleşmesine ve ferdileşmeye kadar eşit bir şekilde, ancak kesinleşmemiş biçimde devam edeceği, davacıların hukuki yararlarının bulunmadığı-
Uyuşmazlığın davacılar ile davalı şirket arasında arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesine dayalı sözleşmenin iptaline ilişkin olduğu, davanın TTK'nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ticari davalardan olmadığı, davacı arsa sahiplerinin tacir olmadığı gibi bir ticari işletme sahibi de bulunmadığı, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir uyuşmazlık da bulunmadığı için nispi ticari davanın da söz konusu olmadığı, uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiği-
Davacıların amacı kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri taşınmazlar üzerine muvazaalı icra takibi sonucu konulan hacizlerin kaldırılmasını sağlamak olduğundan, olaylara uygulanacak kanun hükmünü bulmak ve vakıaların hukuki sebebini tayin ederek kanunları kendiliğinden uygulamakla görevli olan hakimin somut olayı değerlendirirken, uygulanacak kanun hükmü olarak davacılar tarafından yapılan bir icra takibi bulunmaması nedeniyle -daha özel nitelikteki- İİK. mad. 277 vd.na göre değil, maddi olguya uygun TBK. mad. 19’e göre inceleme yapması gerekeceği- HMK. mad. 114/h uyarınca, davacıların dava açmakta hukuki yararının olup olmadığının belirlenmesi açısından, davacıların önceden açtıkları tapu iptali ve tescil dava dosyasının sonucunun beklenilmesi gerektiği-
Gider avans depo edilmek üzere iki haftalık kesin sürenin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, verilen kesin süreye rağmen yatırılmadığı ve geçerli bir nedenle süre uzatımı talebinde bulunulmadığı, miktara da itiraz edilmediği gerekçesiyle, dava şartının yokluğu-
İcra mahkemece eksik olan keşif avansını yatırması için borçlu tarafa kesin süre verilmesi gerekirken, dosyada mevcut gider avansı miktarı dikkate alınmaksızın keşif avansının tümünü yatırması için borçlu tarafa kesin süre verilmesi, kesin süre içerisinde de toplam keşif avansının yatırılmamış olması nedeni ile şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olup bozmayı gerektireceği-