Açılmış olan istihkak davasında, davalı alacaklı hakkında açıldığı anlaşılan "resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık" suçları ile ilgili ceza davasının ağır ceza mahkemesinde sonucu ile borçlu tarafından açıldığı bildirilen menfi tespit davasının sonucunun beklenmesi gerekeceği-
Menfi tespit davasında davacının ilamsız takibe itiraz etmiş olup takibin durmasından sonra menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunduğu, asıl dava (menfi tespit davası) davalısı birleşen dava (itirazın iptali) davacısı bankaya yapılan ödemelerin tarihleri saptanıp takip tarihi itibariyle alacak miktarının belirlenmesi için konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi, ayrıca davadan sonra yapılmış ödeme var ise bu ödemenin icra müdürlüğünce infazda dikkate alınacağının gözetilmesi gerektiği, asıl dava olan menfi tespit davasının davalısı bankanın takibinde İİK'nın 72/5. maddesi anlamında haksız ve kötüniyetli sayılamayacağının kabul edilmesi gerektiği-
Alacaklının 04.09.2013 tarihli haciz talebi üzerine 21.10.2013 tarihli Sulh Mahkemesi kararıyla babalarının mirasını kayıtsız şartsız reddeden borçluların, bu aşamadan sonra taşınmazlar ve araç üzerinde herhangi bir tasarruf hakları kalmadığından borçluların haczin kaldırılmasını istemekte hukuki yararlarının bulunmadığı gibi icra müdürünün re'sen haczi kaldırma yetkisi de olmadığı-
Gider avansının yatırılması dava şartı olduğundan, HMK'nın 115. maddesi uyarınca ihtiyati haciz talebinin usulden reddine karar verileceği-
Vakıf üniversitesi ile öğretim görevlisi arasındaki ilişkinin; özel hukuk kurallarına göre belirlenen özel hukuk ilişkisi olduğu, davalı vakıf üniversitesinin, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasa'da belirtilen hükümlere tabi olması, davacının iş sözleşmesi ile çalışma olgusunu ve buna bağlı olarak İş Mahkemesinin görevini ortadan kaldırmayacağından mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, davaya bakmaya idari yargı yeri görevli olduğundan davanın reddinin isabetsiz olduğu-
Sertifikalı tohumluk üretimi desteğinin ödenmemesinden dolayı alacak istemine ilişkin davada, kural olarak adli yargı yerinde idareyi belirli yönde işlem yapmaya zorlayıcı karar verilemeyeceği, bu yöndeki istemlerin, İYUK. mad. 2/1-b gereğince idareye karşı, idari yargı yerinde iptal davası olarak öne sürülmesi gerekeceği, görev konusunun kamu düzenine ilişkin olup taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetileceği-
Eldeki davanın alacak davası olduğu, idare mahkemesinde açılan davanın ise, söz konusu alacağa ilişkin idarece borç çıkartılması işleminin iptali istemine ilişkin olduğu, dolayısıyla eldeki davanın konusunun alacak, idare mahkemesinde açılan davanın konusunun idari işlemin iptali istemi olduğu anlaşıldığından, iki davanın konusu farklı olduğundan, derdestlik nedeniyle eldeki davanın dava şartı yokluğundan reddinin doğru bulunmadığı-
Davalı kaymakamlık ile müdahil davalı arasında imzalanan ön izin sözleşmesiyle, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan balıkçı barınağı ve iskelenin bulunduğu yere tersane tesisi yapılmasının ve buna hazırlık olarak da burayla ilgili imar, ifraz, tevhit, terk vb. işlemlerinin yapılmasının karar altına alındığı, taraflar arasında yapılmış bulunan sözleşmenin "idari sözleşme" niteliğinde bulunduğu, anılan sözleşmenin iptali isteminin de bu kapsamda ele alınması gerektiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-c maddesinde, idari sözleşmelerden dolayı çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların "idari dava" olarak nitelendirilmesi gerektiği belirtildiğinden, eldeki davanın, idari yargı yerinde iptal davası olarak açılması gerekeceği-
Tarafların dava ve taraf ehliyetine sahip bulunması dava şartları arasında olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği- Davalı hakkındaki sağlık kurulu raporu göz önüne alındığında, davalının vesayet altına alınmasını gerektiren bir durum olup olmadığı uzman heyet raporu ile belirlenerek davalının taraf ehliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılıp, sonucuna göre usulüne uygun biçimde taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılama yapılması gerekeceği-
Kesinleşen icra takibine karşı itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı- Davalılar yararına hükmedilen vekalet ücretinin ne şekilde hesaplandığı, hangi miktar üzerinden takdir edildiği konularında açık ve net bir gerekçe gösterilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
