Aracı kurumun iflasının Kanun’un 46/h maddesine göre gerçekleşmediği, eğer diğer iflas kararı verilmeseydi, Kurul’ca verilen mehil içinde mali durumun düzeltilmesinin ihtimal dahilinde bulunduğu ya da Kurul’un tedrici tasfiye yoluna gitmesi ihtimalinin gündeme gelebileceği, ancak bu prosedürün işletilmesi olanağının verilen diğer iflas kararı nedeniyle mümkün olmadığı, bu durumda da davacı Kurulun, yöneticilerin şahsi iflaslarını isteme hakkı bulunmadığı-
Davacının katıldığı ve olumlu oy kullandığı genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğuna yönelik bir iddiası olmadığı ve bu genel kurul kararının kesinleştiği gözardı edilip genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun kabulü ile sonuca gidilmesinin doğru olmadığı-
HUMK zamanında açılan davada, dilekçelerin teati aşamasının geçip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada, sadece HMK.'nun 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği- Kapsamı da belirtilmeden gider avansı istenmesi yerinde olmadığı, mahkemenin davanın reddine dayanak aldığı, davacı vekiline verilen kesin süreye ilişkin ara kararında "alınması gereken avansın ne miktarda ve hangi işlere ilişkin olduğu, hangi iş için ne miktar avans yatırılacağının açıkça belirtilmemesi ve belirtilen sürede ara karar gereğinin yerine getirilmemesinin sonuçlarının da açıklanmamasının hatalı olduğu- Kesin sürenin sonuç doğurabilmesi için usulünce ve eksiksiz olması gerektiği-
Mahkemelerce boşanma kararı verilmiş olmasına rağmen bu karar henüz kesinleşmediği sürece evlilik birliği devam ettiğinden bu aşamada eşlerin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarının dikkate alınmasının gerektiği, temyiz aşamasında ileri sürülen bu yükümlülüğe aykırı davranışın yeni bir delil olarak kabul edilip bozma nedeni yapılabileceği-
Bir dava, davanın temeli olan uyuşmazlık konusu olayın meydana geldiği değil, uyuşmazlığın yargı önüne getirildiği tarihteki yargılama kurallarına tabi olacağından yargılama sırasında yargılama kuralları değişirse, o noktadan itibaren kural olarak yeni kuralların ve yeni usul hükümlerinin ne zaman yürürlüğe gireceği kanunda açık olarak düzenlenmişse, bu düzenlemeye göre yeni usul kurallarının zaman bakımından uygulanacağı-
Uyuşmazlığa konu davanın 1086 sayılı HUMK zamanında açılmış bulunması, dilekçelerin teati aşamasının geçip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada, sadece HMK'nun 324 maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği, gider avansı yatırılmadığı için davanın usulden reddine karar verilemeyeceği-
Dava tarihinde yürürlükte olan usul hükümlerine göre, "aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması" dava şart olup, mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, bu hususta bir itiraz ileri sürülüp sürülmediğine bakmaksızın davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu-
Daha önce açılmış ve 6100 sayılı Yasa yürürlüğe girdiğinde görülmekle olan davalarda gider avansı ile ilgili düzenlemenin dava şartı kabul edilmemesi gerekeceği-
Sözleşmenin ifası ve alacak istemine ilişkin davada mahkemece "gider avansı ve eksik harcın tamamlanması" için davacılar vekiline tebliğ edilen ihtarda kesin süre verilmediği gibi, ihtara uymamanın hukuki sonuçlarının da açıklanmaması nedeniyle usulüne uygun bir ihtardan söz etmenin mümkün olmadığından usulüne uygun olmayan işbu ihtara dayanarak davanın usulden reddedilmesinin isabetsiz olduğu-
Taşınır mallara ilişkin istihkak davaları nerelerde açılabilir?