İcra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesini zorunlu kılan yasal bir düzenleme mevcut olmadığından şikayet üzerine icra mahkemesince verilen ödeme emrinin iptali kararının ardından borçluya yeni ödeme emri gönderilebileceği, yeni ödeme emrinin tebliği ile birlikte borçlunun itiraz ve şikayet hakkının yeniden doğacağı-
Acele hallerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere vasinin dava açması için vesayet makamının izni gereklinin olduğu (TMK. mad. 462/8)- 
İş bu davanın davacısının, davalı aynı sigorta şirketi aleyhine ......... Asliye Ticaret Mahkemesinin ...... esasında maluliyet tazminatına ilişkin dava açtığı, davacı vekilinin 06.07.2010 tarihli feragat dilekçesi ve 19.10.2010 tarihli duruşmadaki feragat beyanı üzerine davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşıldığından, davalı sigorta şirketince süresinde kesin hüküm itirazında bulunulmuş olup, iş bu hüküm birleşen dava yönünden kesin hüküm oluşturduğundan yerel mahkemece, 6100 sayılı HMK 114/1-i ve 115/2. maddeleri gereğince birleştirilen davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Yabancı mahkeme ilamının posta yoluyla tebliğ edildiği,usulünce kararın kesinleşmediği gerekçesiyle tenfize ilişkin davanın reddine karar verilmişse de,  karar metninden davalı vekilinin Köln'de ikamet ettiği anlaşıldığından, mahkemenin posta yoluyla davalı vekiline yaptığı bir tebligat varsa tebligat geçerli olup diplomatik yolla davalıya tebligat yapılmasının gerekmediği, mahkemece, kararın davalı vekiline tebliğine dair tebligat belgelerini sunması için davacı vekiline süre verilmesi, davacı vekilince bu belgelerin temini mümkün değil ise gerektiğinde adli yardımlaşma yoluyla yabancı mahkemeden karar tebliğine dair belgeler istenerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Yabancı mahkeme ilamının aslı veya onaylı sureti ve onaylı tercümesi ile kararın kesinleştiğini gösteren usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesini sunulmamış olduğundan, davacı vekiline bu hususta, HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca usulünce kesin süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesinin gerektiği- HMK. mad. 1114/1-(ı)-(i) uyarınca derdestlik ve kesin hüküm dava şartlarından olması nedeniyle mahkemece resen gözetilmesi gerektiği- 
Davacı Belediye tarafından davalı hakkında hal işgaliye ücreti ile taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinden kaynaklanan su ve atıksu bedelleri için düzenlenen ödeme emrinin tahsili amacıyla, yine davacı Belediye tarafından davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığı, takibin 6183 sayılı kanuna dayalı bir takip olmayıp ilamsız icra takibi olduğu, bu nedenle davanın adli yargının görevi içinde olduğu-
Hükümde "B.ye ... TL'nin davacıya iadesine"  yerine " ... davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına"  yazılmasın halinde, mahkemece yapılacak olan düzeltmenin "hükmün tashihi" niteliğinde olduğu- HMK. mad 33 uyarınca, mahkemece istemin reddi yerine hükmün tashihine karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlığa konu davanın HUMK zamanında açılmış bulunması ve olayda dilekçelerin teati aşamasının geçip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada, sadece HMK’nun 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gözden kaçırılarak, gider avansı istenmesinin yerinde olmadığı; bu ara kararı yerine getirilmediğnde sadece bu delile dayanmaktan vazgeçilmiş olup mevcut duruma göre karar verilmesi gerektiği- Davalı borçlunun adresi için davacıdan bilgi vermesi İçin ihtar çıkarıldığında, davacı vekili dilekçe ile ABD adresinin tesbit edilemediğini ancak Tapu Müdürlüğü'nde yer alan adresine tebligatın yapılması istenilmişse de bu adrese bir tebligat yapılmamış olup, davalının Mernis adresinin tesbit edilememesi halinde, Tebligat Yasası'nın 35/2 maddesine göre "Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. "belirtildiğinden, Tapu Müdürlüğü'nde olan adresine tebligat yapılmaması halinde mernis adres de tesbit edilmediğinden bu yasaya göre tebligat yapılması gerektiği-
Delil ikamesi için alınacak avans ile dava şartı olan gider avansının birbirinden ayrı olduğu- Ön inceleme hazırlık tutanağında keşif masrafları belirlenerek, ön inceleme hazırlık tutanağının davacıya tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde masrafın karşılanması, aksi halde avans eksikliği nedeni ile davanın usulden reddine karar verileceğinin belirtildiği ve ön inceleme hazırlık tutanağının “masraf için kesin süreler yönünden” ibaresini de içerir şekilde davacıya tebliğ edildiği, ön inceleme duruşmasında mahkemece davanın dava şartı yokluğundan davanın usulden reddedildiği görülmüş olup verilen kesin süre keşif masrafları için olup, HMK'nun 120. ve 114/1-g maddelerinin uygulanma olanağı olmadığından,  işin esasına girilerek, iddia ve savunma doğrultusunda tarafların tüm delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece davacının tabiiyetinde bulunduğu Kore Cumhuriyeti ile Türkiye arasında karşılıklılık, çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyet bulunup bulunmadığı re'sen araştırılıp davacının teminattan muafiyetinin olmadığı tespit edildiğinde karşı tarafın zarar ve ziyanını ve yargılama giderlerini karşılayacak yeterli miktarda teminat takdir edilip davacı vekiline bu miktarı bloke etmesi için uygun bir süre verilerek sonucu uyarınca işlem yapılması gerekeceği-
Sözleşmenin, tarafların özgür iradesi ile düzenlendiği; davacı ve davalının özel hukuk hükümlerine tabi bu sözleşme uyarınca kişisel hakka dayanarak talepte bulunduğu; bu nedenle uyuşmazlıkta idari yargının değil, adli yargı mahkemelerinin görevli olduğu-