551 sayılı KHK'nın 75/f maddesi hükmüne göre ilaçların ruhsatlandırılması ve bunun için gerekli test ve deneyler de dahil olmak üzere ruhsat konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiillerin patent hakkı kapsamı dışında bırakıldığı, bu nedenle bu fiillerin 551 sayılı KHK'nın patent haklarına tecavüz fiillerini düzenleyen KHK'nın 136. maddesinde tecavüz teşkil eden fiiller arasında sayılmadığı, dosya kapsamındaki belgelerden davacının Sağlık Bakanlığı nezdinde yaptığı ilaç ruhsat başvurusunun karar tarihinde henüz sonuçlandırılmadığı anlaşıldığından, ruhsat başvurusunun bulunduğu aşama ve Dairemizin ilgili ilamları da gözetilerek davacının dava açmakta korunmaya değer bir hukuki yararın bulunup bulunmadığı değerlendirilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
İcra hukuk mahkemesince sadece sıra cetvelindeki sıraya ilişkin itirazlara bakılabileceği, şikayetçinin, itirazının alacağın esasına ilişkin olması halinde genel mahkemelerin görevli olduğu- Dava şartı noksanlığından şikayetin usulden reddine karar verilmesi halinde, mahkemece, HMK. mad. 114/1-c ve 115/2 gereğince, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Mahkemenin yetkisine görevli mahkemece karar verilmesi gerektiği-
Davacı tarafça, davalıların sorumluluğunda bulunan yoldaki çökme ve bu çökme sonucu rögar kapağının yol üzerinde çıkıntı yapmasından kaynaklanan zararın dava konusu edildiği, davalıların yol bakım ve onarımına ilişkin hizmeti temelinde ifade olunan zararın, hizmet kusuru teşkil eden eyleme dayandığının görüldüğü, mahkemece, Amasya Belediye Başkanlığı'na karşı açılan davanın HMK 114/1-b.maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazın tesciline esas belgeler (tapulama/kadastro tutanağı, mera, yaylak, kışlak kütüğü, Kadastro Mahkemesi dosyası) getirtilerek davaya konu muhtesatların üzerinde bulunduğu taşınmazın niteliği yöntemine uygun biçimde araştırılıp soruşturulmalı, mera veya aktif su yatağı olup olmadığı duraksama olmaksızın belirlenmeli, taşınmazın belirlenecek niteliğine göre davacının taşınmaz üzerindeki muhtesatlar yönünden dava hakkının bulunup bulunmadığı düşünülmeli, dava hakkının bulunduğu kabul edildiği takdirde; kamulaştırmaya ilişkin evraklar ve kroki de eklenerek, taşınmazın hangi kısmının kamulaştırmaya konu olduğunun belirlenmesi, fen bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ve krokisindeki muhdesatlar, kamulaştırma krokisi ile çakıştırılarak, muhdesatların bulunduğu bölümün kamulaştırılıp kamulaştırılmadığının tespit edilmesi ve bu hususları gösterir rapor alınması, toplanan ve toplanacak tüm delillerin sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerektiği-
Hukuki yarara esas Sulh Hukuk mahkemesinde açılan ortaklığın giderilmesi davasında, eldeki dava bekletici mesele yapılmamış ve sonrasında ortaklığın giderilmesine ilişkin dava takipsiz bırakılarak işlemden kaldırılmış ve HMK. mad. 150 uyarınca da davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olduğundan, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkin tespit davasının da hukuki yararın kalmaması nedeniyle HMK. mad. 114/1-h ve 115/2 gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Davalının bir ticari işletmeyi kendi adına işletip işletmediği sorularak ve gerekirse zabıta marifetiyle bu hususta araştırma yaptırılarak doğrudan iflas istemine ilişkin davaya ilişkin bir karar verilmesi gerektiği-
Başkası adına tapulu veya tapusuz bir taşınmazın kamulaştırılması halinde, taşınmazda malik olmayan ancak üzerindeki muhdesatı meydana getiren kişilere muhdesatın kamulaştırma bedelinin kendisine verilmesini sağlama amacıyla zilyetliği tespit davası açma hakkı tanınmış ise de, kamuya ait mera, yaylak, kışlak, genel harman yeri, orman, aktif dere yatağı niteliğindeki taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacakları, bu taşınmazların zilyetlikle edinilemeyecekleri, bu nedenle de bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde meydana getirilen muhtesatlara hukuki değer verilemeyeceği göz önüne alındığında, dava konusu taşınmazın niteliğinin araştırılıp soruşturularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İrade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptalinin istenebileceği- İrade fesadı hali ileri sürülmediğinden, mahkemece istemin reddi gerektiği-
Meksika tabiyetinde bir şirket olduğu anlaşılan davacı 3. kişinin, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 48/2. maddesinde dava açanın karşılıklılık esasına göre, teminattan muaf tutulabileceği düzenlendiğinden, öngörülen teminat hususunun Mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği-
İstanbul 13 Asliye Ticaret Mahkemesi'nin kararında, 3 adet hisse senedinin davalıya teslim edildiği ve dava tarihi itibariyle temettü alacağının kalmadığı hüküm altına alındığından ve işbu dosyada ise anılan dava tarihinden sonraya ilişkin temettü alacağı da talep edildiğinden dava konuları farklı olup mahkemece, söz konusu hisse senetleri yönünden önceki kararın kesin hüküm teşkil etmediğinin kabulü ile işin esasına girilmesi gerekeceği-
