Mahkemece, dilekçeler teatisi aşaması tamamlandıktan sonra ön inceleme yapılıp, duruşma açılarak tarafların gösterecekleri delillerin toplanması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, tüm bu hususlar dikkate alınmadan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmeden, dilekçelerin teatisi aşaması tamamlanmadan, ön inceleme yapılmadan dosya üzerinden karar verilemeyeceği-
Mahkemece dava konusu hisselerin nominal değeri değil, dava tarihi itibariyle gerçek değeri belirlenip, bu değer üzerinden eksik harcın ikmal ettirilmesinden sonra işin esasına girilmesi, ikmal edilmediği taktirde ise, Harçlar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekeceği-
Takibe konu edilen alacağın, nitelik itibariyle bölünebilir olmasına rağmen, itiraz edilen miktarın, davacılar açısından "belirli" olduğu ve kısmi davaya konu edilemeyeceği- Kısmi davaya konu edilemeyecek bir alacağın ıslah yoluyla artırılmasının mümkün olmadığı-
Davalı idare olup, verilen bu zarardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı, hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden açılan davaların ise, İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2’nci maddesi hükmü uyarınca, idare aleyhine idari yargı yerinde tam yargı davası olarak açılması gerekeceği, o halde, davanın hizmet kusuru esasına dayanılarak açıldığının anlaşılmasına göre, davalılardan Belediye bakımından dava ayrılarak, bu davalı yönünden mahkemece davanın HMK 114/1-b.maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacıya kasko sigortalı aracın, yol üzerinde bulunan lastik parçalarının neden olduğu tek taraflı kaza sonucu hasarlandığı iddiasıyla Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davada mahkemece, uyuşmazlığın esasına girerek davanın reddine kararı verilmiş ise de, Karayolları Genel Müdürlüğü kamu tüzel kişisi olup, kamu hizmeti görmekle yükümlü bulunmaları nedeniyle kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı oluşan sorumluluklarının özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı, kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekeceği-
3402 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan orman kadastrosuna ve kadastro tespitine karşı askı ilân süresi içinde açılan davaların kadastro mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekeceği, yörede yapılan orman kadastrosunun askı ilân süresinden sonra açılan eldeki davanın, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Sıra cetvelinde şikayetin, kural olarak şikayet edene göre sıra cetvelinde öncelikli olan ya da aynı derecede hacze iştirak eden alacaklılara, yani, kendisine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmesi gerektiği- Şikayete konu sıra cetvelinin 1. sırasında yer alan şikayet olunanın haczinin ilk haciz olduğu, şikayetçinin satış tarihinden önce bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine haciz koyduğundan, 6183 s. K. mad. 21/1 uyarınca, ilk hacze iştirak hakkı bulunduğu, mahkemece, ilk haczin kamu haczi olmamasına rağmen 6183 s. K. mad. 69 uyarınca şikayetin reddinin hatalı olduğu-
Davacı tarafından Belediyeden kiralanarak işletilen kafeteryaya ilişkin abonelik sözleşmesinden doğan fatura borcuna yönelik her iki tarafın da ticari işletmesine ilişkin davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu- Mahkemece; davanın "ticari dava" olarak kabulü ile öncelikle yargı yerinde ayrı asliye ticaret mahkemesi varsa görevsizlik nedeniyle HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, ayrı asliye ticaret mahkemesi yoksa, davaya asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması ve HMK. mad. 297/1-a uyarınca da, kararın asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla verildiğinin hükümde gösterilmesi gerektiği-
Davacının, dava açmakta hukuki yararın bulunmasının bir dava şartı olduğu, dava şartlarının davacı açısından oluşup oluşmadığı incelenerek oluşacak sonuca göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiği-
