Davalı İçişleri Bakanlığı, kamu kurumu niteliğinde olup; davaya konu edilen zararın, kamusal görevin yerine getirilmesi sırasında meydana geldiği iddiasına dayandırıldığı, idarenin hizmet kusuru niteliğindeki eylemi sonucu meydana gelen zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince idareye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekeceği-
Mahkemece, davacı aleyhine aktif dava ehliyeti bulunmadığından usulden red kararından dolayı kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7.maddesinin 2.fıkrasına göre“....Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur. ...” şeklindeki düzenleme uyarınca 750,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
6100 sayılı HMK'nın 114. maddesi uyarınca dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun'un 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de ancak bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerekeceği-
İlk açılan menfi tespit davasının açılmamış sayılmasına dair verilen karar, ikinci açılan menfi tespit davasından sonra kesinleştiğinden, ikinci menfi tespit davasının derdestlik nedeniyle reddi gerektiği-
Davada; davacı, özel hukuk tüzel kişisi (tacir) olan davalının haksız eylemine dayanarak tazminat istediğine göre uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olmayıp adli yargı olduğu-
Davacı tarafından davalı aleyhine ........ Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ....... esas sayılı dosyasıyla açılan davanın davacı tarafından kanıtlanamadığından reddine karar verildiği, davanın esastan reddedildiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşıldığından davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının 2012-2013 yıllarına ait destekleme priminin ödenmemesinin idarenin ihmali nedeniyle idari eylemden kaynaklandığı, keza görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinin hizmet kusuru niteliğinde olduğu, idarenin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekeceği, görev sorununun, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden (re’sen) dikkate alınacağı-
Mahkemece, ......... Tüketici Mahkemesi’nin ...... esas sayılı dava dosyası getirtilip incelenmesi ve her iki uyuşmazlığın da taraflarının, sebebinin aynı olmakla beraber, konusunun aynı olup olmadığı yani aynı dönem için kira kaybı talebinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi ayrıca bu dosyanın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması, aynı dönem için kira kaybı talep edildiğinin anlaşılması halinde; anılan dava dosyası derdest ise eldeki dava hakkında derdestlik nedeniyle; anılan dava hakkında karar verilmiş ve kesinleşmiş ise bu halde kesin hüküm nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
İstemin ileri sürülüş ve olayın gerçekleşme biçimine göre davanın anılan davalıya yöneltilmesinin nedeninin, davalı idarenin hizmet kusurundan doğan zararın ödetilmesi istemi olduğu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesi gereğince bu tür istemlerin tam yargı davası olarak idari yargı yerinde açılacak davada ileri sürülmesi gerekeceği-
Şikayetçinin gider avansı yatırmaksızın icra mahkemesine başvurduğu, gider avansının tamamlanması için şikayetçiye bir ihtarat yapılıp kesin süre verilmediği, HMK'nun 115/2. maddesine göre gider avansı eksikliği tamamlanabilecek dava şartı eksikliklerinden olup mahkemece şikayetçiye gider avansı eksikliğinin giderilmesi için kesin süre verilmeden davanın usulden reddedilmesinin isabetsiz olduğu-