Dava tarihinde, müstakil ticaret mahkemesinin bulunmaması nedeniyle, ticari nitelikteki iflasın ertelenmesi davasında davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesi görevli olduğu, ancak yargılama sırasında aynı yerde asliye ticaret mahkemesi kurularak faaliyete geçtiğinden, asliye hukuk mahkemesince dosyanın asliye ticaret mahkemesine re'sen devredilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının davalı iki A.Ş. ve X hakkında takip konusu bonoya ilişkin olarak müteselsil sorumluluk esasına dayanılarak icra takibi yaptığı - İtiraz ederek aksini ileri sürmeyen bu davalılara yönelik dava açmakta hukuki yararının mevcut olmadığı - Davalı Y A.Ş'nin kurulduğu tarihin 03/05/2007 olduğu, takibe konu bononun tanzim tarihinin 15/09/2008 olduğu, davalı Z A.Ş'nin takibe konu senette borçlu sıfatı ile yer almadığı- Basiretli bir tacirin hukuki ilişkiye girdiği borçluları bilmesi ve alacak borç ilişkisine dayanılarak senet tanzim edilirken mevcut olan borçluların tamamının senette borçlu sıfatı ile yer almasını sağlaması gerektiği- Senetin düzenlendiği tarihte hukuken var olan ve buna rağmen senette borçlu gösterilmeyen ve borçlu sıfatı ile senedi imza etmesi temin edilmeyen şirketin "organik bağ" ileri sürülerek icra takibinin sonradan tarafı olmasının ve borç isnat edilmesinin hukuken mümkün olmadığı -
Sıra cetvelinde kendisine pay ayrılmayan alacaklıya karşı itiraz davası açılamayacağı-
Borçlunun, daha önce bir başka takip dosyasından konulan hacze yönelik olarak şikâyette bulunmasının, daha sonra farklı bir dosyadan konulan haciz yönünden meskeniyet şikâyetinde bulunmasına engel olmayacağı- Her dosya için ayrı ayrı meskeniyet şikayetinde bulunabileceği, takip dosyalarındaki tarafların aynı olmasının da bu sonucu değiştirmeyeceği-
Tacir oldukları sabit olan taraflardan davacının talebi olan tapu iptali ve tescil ile tazminat istemi davalı şirketin ticari işletmesiyle ilgili olmadığından, davanın "nispi ticari dava" olarak nitelendirilemeyeceği ve bu durumda, davaya bakma görevinin HMK. mad. 2 uyarınca asliye hukuk mahkemesine ait olduğu-
Davacı, "sicilden silindiği gerekçesiyle ihraç edilen şirket yerine uzun süredir kendisinin kooperatif tarafından üye kabul edildiğini, ödediği aidatın kooperatif tarafından kabul edildiğini kestiği faturalara niza çıkarılmadığını, sonuç itibariyle kooperatif ortağı olduğu iddiasına dayanarak davalı kooperatif yönetim kurulu kararının iptalini" talep etmekte olup bu hususun kooperatif üyeliğinin devri mahiyetinde kabul edilmesi ve davanın bu kabul üzerinden çözüme kavuşturulması gerektiği-