Kira sözleşmesinden kaynaklanan dava HMK 'nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığından, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu-
Bilirkişinin kasten veya ağır ihmal suretiyle gerçeğe aykırı rapor düzenlemiş olduğu iddiasıyla devlet aleyhine açılan tazminat istemine ilişkin davada; mahkemece görevsizlik kararı verilmiş dava dosyasının dairemizin ilk derece yetkisine gönderilmesi gerekirken temyiz dosya formu düzenlenerek temyiz incelemesine gönderildiğinden, davaya ilk derece sıfatıyla bakılmak üzere esasın kapatılmasına, yargılamaya ilk derece sıfatıyla bakılmasına karar verilmesi gerektiği-
Davacının işyerine ilişkin abonelik türünün ticarethane olduğunun anlaşılması karşısında, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre davacının tacir olup olmadığının araştırılarak tacir olarak kabulü halinde Asliye Ticaret Mahkemesinin uyuşmazlıkta görevli olduğu; tacir sayılmaması halinde ise davanın Asliye Hukuk Mahkemesi 'nde görülmesi gerektiği-
Kira sözleşmesinden kaynaklanmakta olan dava, 27.12.2013 tarihinde 6100 Sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığından görevli mahkemeni Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu; görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetileceği; tarafların da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabileceği ve görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkemenin ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlaması gerektiği-
Davalı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun, enerji üretimi için işletme lisansı vermesi, idari bir işlem olduğundan; istemin, davalı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nu karşı idari yargı yerinde tam yargı davası olarak açılarak davada ileri sürülmesi gerekeceği-
Binanın genel giderinin tıkanarak geri tepmesinden kaynaklandığı iddia edilen hasara ilişkin davada, davacının talep ettiği tazminat yönünden, davalı apartman yönetim kurulunun, 634 s. Kat Mülkiyeti Kanunu mad. 38 ve sözleşmeden kaynaklanan temsil görevi kapsamında pasif husumet ehliyeti bulunduğu ve 634 s. Kat Mülkiyeti Kanunu mad. 19 uyarınca, her kat malikinin ana gayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu- 634 s. Kat Mülkiyeti Kanunu'nun ek 1. maddesi uyarınca, kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde çözümleneceği- Mahkemece, "sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu" gözetilerek davanın görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, husumetten reddedilmesinin hatalı olduğu-
Gider avansının dava şartı olup yatırılmaması durumunda davanın usulden reddedileceği- Taraflardan herbirinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin sürede yatırmak zorunda olduğu- Tarafların birlikte aynı delilin ikamesini talep ettikleri durumda gereken gideri yarı yarıya avans olarak ödeyecekleri- Delil ikamesi avansı ve gider avansının hüküm ve sonuçları itibariyle birbirlerinden farklı olduğu ve delil ikamesi avansının dava şartı niteliğinde olmadığı- İİK. mad. 82'ye dayalı meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde ispat külfetinin borçluya ait olduğu- Keşif ve bilirkişi incelemesi için gerekli olan delil avansının dosyaya yatırılmış olması nedeniyle işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Davacı ile davalı arasında imzalanan mal alım-satım ve yatırım destek sözleşmesinde HMK.'nun 17. maddesi gereğince yer alan yetki şartının munhasır yetki şartı olup kesin yetki şartı olmadığı- İtirazın iptali davasında yetki şartı ileri sürülmediği halde münhasır yetki şartının kesin yetki şartı olarak değerlendirilerek yazılı karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, davacılar ile davalı yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile tapu iptal ve tescil istemine ilişkin uyuşmazlığın, dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Kanun kapsamında olmadığı ve Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilerek, HMK'nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın, HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi'nin görevi kapsamında kaldığının kabulü ile işin esasına girilerek, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-