Borçlu vekilinin, tebligata ıttıla üzerine, tebliğ işleminin usulsüzlüğünü şikayet etmekle kalmadığı, icra müdürlüğüne başvurarak seçilen takip şekline göre yasal süre içinde ve doğru mercie borca itirazlarını da bildirdiği, bu durumda, Özel Daire bozma kararında da değinildiği üzere, mahkemece 7201 sayılı Kanun’un 32. maddesine göre işlem yapılmasının, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünü dolayısıyla borçlu vekilinin ıttıla tarihi olarak beyan ettiği tarihi, ödeme emrinin tebliğ tarihi olduğunun vurgulanmasının ve böylece borca itirazın süresinde olduğu sonucuna varılmasının gerektiği, bu itibarla, mahkemece açıklanan şekil ve kapsamda bir uygulama yapılmadan, 7201 sayılı Kanun’un 18. maddesine yanlış anlam verilerek, borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebligatının, geçerli sayılması ve olayda tatbik yeri bulunmayan İİK.nun 65. maddesindeki gecikmiş itirazın, süresinde olmadığından bahisle istemin reddi yönüne gidilmesinin doğru olmadığı-
İlam mahiyetinde ve kesin borç ikrarını havi belge ile genel haciz yolu ile takip yapılması neticeye etkili bulunmadığı gibi muhakemeten halli gerektirir bir cihetin de olmadığı-
Kendisine teminat cirosu olarak verilen senedi takibe koyan bankaya karşı açılan takibin iptali davasında; borçlu davacıya, alacaklı bankanın takipte ne suretle kötü niyetli olduğu açıklattırılıp gösterilmeden, salt bankanın borçlunun itirazını kabul etmemesinin kötüniyete dayanak yapılamayacağı, alacaklının para cezasına mahkum edilemeyeceği-
Tahliye taahhüdüne dayalı takibe karşı vaki itirazdan itibaren 19 ay sonra açılan itirazın iptali davasında, hakkın makul görülebilecek bir süre içerisinde kullanıldığının kabulünün ve bu davranışı iyiniyet kuralları ile bağdaştırmanın mümkün olmadığı-
Borçlunun bankadaki mevduat hesabına haciz konulması için müzekkere yazılması uygun olup, bu işlemden dolayı müşteki bankanın zararının söz konusu olamayacağı ve şikayette menfaatinin olmadığı, 89 ihbarının yapılmamasının bankaya şikayet hakkı vermeyeceği, borçlunun bankadan olan alacağının haczi söz konusu olmayıp, kendisine ait mevduatın haczinin mevzu bahis olduğu-
Tamamen doldurulmadan düzenlenen bono aradaki anlaşmalara aykırı olarak doldurulursa bunun, bir belge ile ispatlanabileceği, bononun tanzim tarihinin noterce protesto evrakına yazılmamış olmasının, gerçekte ve tedavüle çıkartılırken mevcut olmadığını göstermeyeceği-
Süresinde bankaya ibraz edilen çeki daha sonra bedelini ödeyerek alan cirantanın takip hakkının mevcut olduğu, bu ödemeyi makbuza bağlamış olmasının ona bu hakkı tanıdığı, ancak TTK.'nun 638. maddesinde sayılanlar dışında bu meyanda % 10 çek tazminatının istenemeyeceği-
İİK.nun 72/5 maddesine göre dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takibin duracağı, ilamın kesinleşmesi üzerine, münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edileceği, borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verileceği, takdir edilecek zarar haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın % 15'inden aşağı olamaması gerekeceği-
İlamda müştekinin taraf olmadığı, İİK.nun 24. maddesi 5. fıkrası gereğince işlem yapılması gerektiği nazara alınmadan, şikayetin reddolunarak, yanlış değerlendirme ile hüküm tesisinin doğru olmadığı-