İİK. mad. 169/a gereğince borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için; alacaklının kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğunun tespit edilmiş olması ve borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabul edilmiş olması gerekeceği- Davalı/alacaklı/hamilin çeki ciro yoluyla elde edip, lehtarı olmadığından, şirket ortağı keşidecinin tek başına, borçlu şirket adına olmak üzere çek keşide etme konusunda yetkisinin olup olmadığını, bilmesi olanaklı olmayıp; vekaletnamede veya temsilde meydana gelen eksikliğin hamil durumundaki alacaklıya karşı ileri sürülmesi de olanaklı olmadığından, alacaklının takibe girişmekte ağır kusurlu olduğunu kabul etmek hakkaniyete aykırı olacağı gibi; kötüniyetli olduğunu kabule de olanak bulunmadığı-
Borçlu vekili, müvekkilinin beyanına karşı, "Davalara devam ediyoruz, itirazlarımızı yineliyoruz." şeklinde beyanda bulunduğundan sadece şikayetlerini geri alan borçlu tarafın itirazları incelenmeksizin, davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olacağı-
Bu sürenin belirlenememesi karşısında, su sızıntısının giderilebileceği ve meskenin kiraya verilebileceği makul sürenin ne olduğu belirlenerek bu süre boyunca, eğer üç aydan az bir süre belirlenirse davalının ikrarı nedeniyle üç ay süre ile davacının kira kaybı bulunduğu kabul edilerek davalının sorumluluğuna karar verilmesinin gerekeceği-
İtirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması halinde yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılmasının gerekeceği-
İş bedelinin bu dosya kapsamına göre fatura bedeli olduğunun kabulüyle davacı/alacaklı eksik ödenen bedele yönelik takibinde ve bu takibe davalı/borçlunun itirazının iptali isteminde haklı olduğu-
Tüzel kişiliği olmadığı halde alacaklısına para ödeme yetkisi bulunan kurumların haciz müzekkeresinde belirtilen miktar üzerine haciz konulması işlemini yapmasında, tüzel kişiliğin bulunmasına gerek bulunmadığı-
Taşınır rehinin –kanunda açık bir hüküm bulunmamasına rağmen- ileride doğacak ve koşula bağlı alacakları güvence altına almak için de kurulabileceği kabul edilmekte olduğundan, banka ile müşterisi arasında imzalanan çerçeve sözleşmede yer alan rehin hakkının, bankanın kendi borçlusuna karşı ileri sürebileceği gibi, borçlusunun alacaklısına karşı da istihkak iddiası olarak ileri sürebileceği-
Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali istemine ilişkin olup, borçlunun, ödeme emrinde bildirilen 7 günlük sürede borcun büyük bölümünü ödemesine rağmen, takip dosyasına itiraz dilekçesi vermiş olması nedeniyle, alacağını almış olan alacaklının, itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı olmadığı-
Hal böyle olunca, ilamda harç yükümlüsü olan alacaklının, bakiye nispi karar ve ilam harcını ödemeksizin, lehine hükmedilen vekâlet ücretini icra takibine konu yapmasında ve icra müdürünün de takip talebini bu haliyle işleme koyup, devamı işlemleri yapmış olmasında kanuna aykırı bir yön bulunmadığı-
Karşı taraf/alacaklının, şikâyetçi/borçlu Kurum aleyhine, idari yargıda açmış olduğu tam yargı davası sonucu lehine hükmedilen ve eda hükmünü içeren ilamın icra takibine konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmediği gibi, somut olayda uygulanması olanağı bulunmayan İYUK m.28/1.maddesinde belirtilen 30 günlük sürenin dolmasını beklemeksizin, genel hükümler uyarınca ilamın icraya konulmasının usul ve yasaya aykırı olmadığı-