Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa da, bu kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalinin sağlamayacağı- Sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesinin beş yıl süre ile üçüncü kişilere karşı ileri sürülebileceği- Haczin kaldırılması için, anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve üçüncü kişi adına taşınmazın tescil işleminin tamamlanmasının zorunlu olduğu- Tapuya şerh edilmiş satış vaadi alacaklısı olan üçüncü kişinin şikayet hakkının süreye bağlı olmadığı-
Bankaların, Harçlar Kanunu'nun 123/son fıkrasında yer alan yargı harçlarından istisna tutulma keyfiyeti dar tutulmuş olup, bu kapsama bankaların genel kredi sözleşmeleri ile müşterilerine kullandırdıkları kredilerin ödenmemesi nedeniyle açtıkları dava ve icra takiplerinde ödenmesi gereken yargı harçlarının girmediği belirgin olup, borçluya ait olan tahsil harcının, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 28/b maddesindeki hüküm çerçevesinde alacaklıdan alınmış olmasının, sonuçta bu miktarın borçludan alınıp alacaklıya ödenmesine olanak veren yasal düzenlemeler karşısında, hukuka aykırı olmayacağı-
Müteselsil borçlulardan birisi borcu yatırmakla borç sona ereceğinden, ihtiyati tedbir kararının kapsamı itibariyle bir ayrıma gidilmeksizin "icra dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi" şeklinde verilmiş bir kararın bulunmaması, aksine tedbir kararının sadece "A... Ltd.Şti ve A... Ltd.Şti tarafından yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi" ne ilişkin olması ve bu haliyle tedbirin açık bir sınırlama içermesi karşısında, tedbir kararında adı yer almayan müteselsil borçlulardan A... A.Ş tarafından icra dosyasına yatırılan paranın, icra müdürlüğünce alacaklıya ödenmesi işleminde ve dosyanın infaz suretiyle işlemden kaldırılması kararında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Çözümünde itiraza konu icra dosyasının varlığının gerektiği itirazın iptali istemli davada, mahkemece davacı-alacaklı vekiline verilen kesin sürenin hüküm ifade edebilmesi, sonuç doğurabilmesi için usulünce ve eksiksiz olarak verilmesi gerekeceği-
Şirketin çift imzayla temsili mümkünken takibe konu çeklerin tek imza taşıması karşısında borçlunun itirazının kabulüyle takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Hukuk yargılamasında, kamu düzeninden olan durumlar hariç olmak üzere, taraflar arasında ihtilaf konusu olmayan, diğer bir deyişle tarafların üzerinde anlaştıkları maddi hususların tekrar tartışma konusu yapılarak bu konunun taraflardan ispatlanmasının beklenemeyeceği ve tarafların maddi olgunun tespitine dair kabullerinin hukuk hakimini bağlayacağı, genel kredi sözleşmesinde kefalet limitinin sonradan doldurulduğuna dair maddi olgu tarafların kabulünde olduğundan, bu konudaki ceza yargılamasının sonucunun ve kararın kesinleşmesinin beklenmesine gerek bulunmadığı-
İcra hakimliğinin kararlarına karşı temyiz süresinin İİK. mad. 363 gereğince; kararın yüze karşı verilmesi halinde tefhimden, yoklukta verilmesi halinde ise tebliğ tarihinden itibaren 10 gün olduğu-
Ciro silsilesinde bozukluk olduğundan bahisle kabulüne karar verilmiş olan menfi tesbit davasında, çekin arka yüzündeki kayıtlardan ciro silsilesinde kopukluk olmadığı anlaşıldığına göre davacı iddiasının çekteki ciro kayıtlarına göre değerlendirilmesi gerekeceği-
Şikayetçi, iflas tarihinden evvel taşınmazı işgal etmekte haklı bulunduğunu iflas tarihinden önce tapuya şerh verilmiş bir kira sözleşmesi ile ya da İİK. nun 135/2.maddesinde yazılı nitelikte iflas tarihinden önce yapılmış resmi bir belge ile ispatlayamadığına göre mahkemece şikayetin reddi gerekeceği-
Şikayetçi, iflas tarihinden evvel taşınmazı işgal etmekte haklı bulunduğunu iflas tarihinden önce tapuya şerh verilmiş bir kira sözleşmesi ile ya da İİK. nun 135/2.maddesinde yazılı nitelikte iflas tarihinden önce yapılmış resmi bir belge ile ispatlayamadığına göre mahkemece şikayetin reddinin gerekeceği-