Davacı, 12 yıldır bakıp yetiştirdiği, ekonomik güvencesi ve aynı zamanda ailenin bir parçası gibi olan atını söz konusu kaza nedeniyle kaybetmiş olup, davacının yaşadığı üzüntü nedeniyle ruhsal durumunun bozulduğu, yeniden satın alacağı başka bir atın da bu durumu telafi etmeye yetmeyeceği nazara alınarak uygun görülecek bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Davalının, açtığı nesebin reddi davasın da sadece kendi kuşkularını dile getirmiş olduğu ve o davanın açılması veya görüşülmesi sırasında verilen dilekçelerde kullanılan sözlerin de davacıların kişisel haklarını zedeleyecek nitelikte olmadığı-
Haksız icra takibi ve haksız haciz nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderimi için - bu eylem davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden- tazminat davası açılabileceği-
Davalı bir avukat olup, mesleği gereği bir dilekçenin ihtiva edeceği unsurları ve şekil şartlarının bilebilecek durumdadır; ancak bu hakkını kullanırken sarfettiği sözler ve dilekçenin tamamı değerlendirildiğinde davacının kişilik haklarına saldırının mevcut olduğu-
Davalının davacı hakkında Anayasa'dan kaynaklanan şikayet hakkım kullanmasında bazı emarelere dayandığı ve şikayet hakkının kötüye kullanılmadığı sonucuna varılarak manevi tazminat isteminin tümden reddi gerekeceği-
Kendi isteğiyle emekliye ayrılan bir kamu görevlisinin, emekliliğinden önceki döneme ait bir yargı kararının uygulanmasını emekli olduktan sonra istemesi durumunda o kamu görevlisinin göreve başlatılıp başlatılmaması kamu kurumunun ve bakanın takdir yetkisi içinde olduğundan davacının isteğinin reddedilmesinde hukuka aykırılık olmadığı-
Politikacı kimliği taşıyan kimselerin içinde bulunduğu durumunun toplum önünde sorgulanması ve hatta sert biçimde eleştirilmesinde kamu yararı olduğu-
Davalının yargı kararını uygulamadığı iddiası kanıtlanamadığından manevi tazminat davasının reddedilmesi gerekeceği-
Kitabın 295. sayfasında doğrudan davacının şahsım hedef alacak biçimde "arlanmazlık, pişkinlik, sıkılmazlık, utanmazlık, yırtıklık ve yüzsüzlükle..." gibi, konunun amacına uygun düşmeyen ve eleştiri sınırlarını aşan ifadelere yer verilmiş, böylece özle-biçim arasındaki denge bozulmuş olduğundan yayında davacı Y. P. yönünden hukuka aykırılık mevcut olduğundan bu davacı yararına uygun miktarda manevi tazminata hüküm edilmesinin gerekeceği-