İşçilerin sendikaya üye olması nedeniyle kapatılıp işçilerin işten çıkarılmalarının eleştirilmesi, davacının Balıkesir’e yapılacak bazı yatırımlara engel olduğunun dile getirilmesinin eleştiri sınırları içinde olduğu-
Gerçek borçlunun nüfus kayıt bilgilerini bildiği anlaşılan davalı şirketin sebebiyet verdiği icra takibi ve icra mahkemesinde, borçlunun kimliği bakımından tam bilgilerin verilmemesi sebebiyle davacının yanlışlıkla mahkum olmasından doğan zarardan davalı şirketin sorumlu olduğu sonucuna varılmasının gerekeceği-
Olayların gelişimi, karşılıklı şikayetler ve yaralanmanın sabit olmasına göre şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olayların varlığı nedeniyle manevi tazminat isteminin reddi gerekeceği-
Yayının doğru olması ve kamu yararı bulunması halinde bile; üslubunun uygun olmaması, aşağılayıcı, küçük düşürücü, abartılı olması halinde hukuka uygunluktan söz edilemeyeceği-
Davalının şüpheli gördüğü uygulamaları, çeşitli duyumlara dayanarak ilgili makama şikâyetinde hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacının kişilik haklarına saldırının da olmadığı-
Basın yoluyla işlenen haksız eylemlerden doğan maddi ve manevi zararlardan ötürü mevkutelerde yazıyı yazanla birlikte bu mevkutelerin ilgili sorumlu müdürünün, ayrıca bir sorumlu müdür yoksa yazı işleri müdürünün ve sahibinin müteselsilen sorumlu olacakları-
İkametgah, adres ve posta kutusu kişinin özel alanları olup, Türk Medeni Yasası'nın 24. maddesinde belirtilen istisnalar dışında kişinin rızası olmadan bu alanlara girmeye çalışmanın hukuka uygun bir davranış şekli sayılamayacağı-
Konuşma içeriği bir bütün olarak ele alındığında genel ifadelerin kullanıldığı ve davacının isminin belirtilmediği anlaşıldığından; dolayısıyla matufıyet oluşmadığından davanın reddi gerekeceği-
Gerek dilekçede ve gerekse dava konusu haberde ismi açıkça zikredilmemiş ise de, Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyesi sıfatıyla söz konusu kararda imzası bulunan davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu; başka bir ifadeyle, hukuka aykırılık ve davacı yönünden matufiyet unsurunun gerçekleştiği- Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre; kural olarak, bir dava dosyasına sunulan dilekçelerin herhangi bir yorum yapılmaksızın aynen yayımlanması halinde, hukuka aykırılık unsurunun varlığından söz edilemeyeceği ve böylesi bir yayının tazminatla sorumlu tutulmayı gerektirmeyeceği; ancak, aynen yayımlanan dilekçe metinleri, ilişkin bulundukları davanın karşı tarafına veya üçüncü kişilerin kişilik haklarına yönelik açık ve ağır bir saldırı niteliğindeki söz ve ifadeleri içeriyor ise, böyle bir dilekçenin yayımlanmasının, dilekçe sahibinin eylemine katılma (iştirak) niteliğinde görüleceği ve hukuk düzenince tasvip edilmeyeceği-
Haksız icra takibi ve haksız haciz nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderimi için - bu eylem davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden- tazminat davası açılabileceği-