Davacıya isnat edilen hakaret ve görevi ihmal suçlarının yasal unsurlarının oluşması halinde davalıların eylemleri TCK'nun 285. maddesinde düzenlenen iftira suçun oluşturacağından Borçlar Yasası'nın 60. maddesinin yollaması ile TCK'nun 102. maddesi gözetildiğinde zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu-
Davalının şikayet hakkını kullanmaktan başka çaresi mevcut olmayıp; Anayasal hakkı olan şikayetin haksız olduğunun kabulünün mümkün olmadığı-
Dava konusu haber ve resimler magazin haberi olup konu ile ifade arasındaki düşünsel bağlılık korunmuştur, yayınlar davacıların kişilik haklarını ihlal edecek, onur ve itibarım zedeleyecek ifadeler içermediğinden, hukuka aykırılıktan söz edilemeyeceği-
Davalının iş akti sona erdikten sonra dava konusu demeci verdiği ve iş aktinden bağımsız olarak davalının haksız eylemine dayanıldığına göre davaya genel hükümler uyarınca bakılması gerekeceği-
Haber hukuka uygun olduğuna göre davacının internet sitesindeki haberin kaldırılması yönündeki isteminin de reddi gerekeceği-
Davacının iktidar partisi olması nedeniyle siyasi kimliği gereği eleştiriye açık olması gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde yayının görünürdeki gerçeğe uygun olduğu-
Davalının davacı hakkında kullandığı ifadeler manevi tazminatı gerektirir nitelikte ise de haksız fiil niteliğindeki bir fiil için iki defa tazminata hükmedilemeyeceği; ikinci dava için ancak ifadeleri tekrar kullanan kişi aleyhine istemde bulunulabileceği-
Velayetleri altında bulunan küçüğün rızası ile de olsa ırzına geçilip kızlığının bozulmuş olması, annesi ve babası olan davacılar ile aynı evde yaşayan kardeşi diğer davacı İ. Memi'nin de sosyal kişilik değerlerine saldırı oluşturacağından, davacılar anne, baba ve kardeş kararına da Borçlar Yasası'nın 49. maddesi gereğince manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Taraflar arasında başka nedenden dolayı görülmekte olan bir manevi tazminat davasında, o davanın konusu ile ilgisi olmadığı ve davanın niteliği gereği hiç de gerekmediği halde davacının aldığı cezaya ilişkin olayın anlatılması savunma sınırları kapsamında olmayıp davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-