Davaya konu yetki şartının düzenlendiği bonoda, keşideci ve lehdar gerçek kişiler olup; tacir oldukları da ileri sürülmediğinden, ortada geçerli bir yetki sözleşmesi bulunmadığı ve bu durumda yetki itirazı nedeniyle ihtiyati haciz kararına itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İhtiyati haciz kararının infaz edildiği icra dosyası getirtilerek itirazın süresinde olup olmadığı değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Hacze itiraz üzerine ve haczin kaldırılmasına yönelik itiraz üzerine verilen iki ara kararda da kanunun açık hükmüne rağmen ve hukuki dinlenilme hakkına aykırı olarak duruşma açılıp taraflar davet edilmeksizin evrak üzerinden incelenip değerlendirilmek suretiyle karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
İhtiyati haciz talebinin reddi kararına karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından itiraz edilmiş, mahkemece duruşma yapılmasına karar verilmiş, daha sonra duruşmadan sarfınazar edilerek evrak üzerinden talep reddedilmişse de, İİK. mad. 265/4 uyarınca, mahkemece iki tarafın davet edilmesi ve gelmedikleri takdirde evrak üzerinden karar vermesi gerektiği halde duruşma yapılmadan itiraz hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu-
Keşidecinin temsil yetkisinin re'sen nazara alınamayacağı-
Açıkça, ihtiyati hacze itirazın, ihtiyati haciz kararının tebliği, huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edileceği düzenlenmiş olmakla anılan hüküm nazara alınmadan ihtiyati hacze itiraz eden borçlunun ihtiyati hacze en geç İcra Hukuk Mahkemesine şikayet başvuru tarihinde muttali olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Yetki kaydı gereği sözleşme uyarınca, kayıtta belirtilen mahkemenin yetkili olduğu, ihtiyati hacze yapılan yetki itirazının yerinde olduğu gözetilmeden, yetki itirazının reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dava konusu edilen alacakların varlığı ya da yokluğu veya miktarı belli olmayıp ve yargılamayı gerektirmesi halinde, ihtiyati haciz talep eden davacının, alacaklarını ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığını ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektirir biçimde delillendirdiği söylenemeyeceği-
HMK. mad.448 'e göre; bu kanun hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağından ve talep konusu bono eylül 2010 tarihinde tanzim edilmekle tamamlanmış işlem niteliğinde olduğundan tanzim tarihinde yürürlükte bulunan HUMK. mad. 22 uygulanması gerektiği- Talep, bonoda yetkili olarak gösterilen Adana mahkemesine yapıldığına göre itiraz edenlerin yetki itirazları yerinde olmadığı gibi diğer itirazları da İİK. mad. 265 kapsamında sayılan sebeplerden olmadığından itirazın reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun ödeme def'inde bulunmuş olması, alacağın yaklaşık ispatı için yeterli olduğundan ihtiyati hacze itiraza ilişkin ileri sürülen sebeplerin yargılamayı gerektirdiği-