Muris muvazaasına dayalı olarak tapu iptali ve tescil talebinin yanı sıra bir para alacağının da tahsili istemiyle açılan davada , davacı tarafın sunduğu delillere göre, somut olayda ihtiyati haciz talep edebilme noktasında yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu gözetilerek, terekede hak sahibi olan diğer mirasçılar tarafından aynı davalı aleyhinde açılmış olan davalar neticesinde verilen kararlar da değerlendirilmek ve iş bu davadaki para alacağını garantiye almak adına ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle talebin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İhtiyati haciz taleplerinin reddi üzerine onanması veya bozulmasına ilişkin Yargıtay'ca verilen kararlar için karar düzeltme istenemeyeceği-
İİK 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararının kaldırılması isteminin reddine dair kararın temyizi istemine ilişkin davada; görev hususunun mahkemesince re’sen yargılamanın her aşamasında öncelikle gözetilmesi gerektiği; davanın 12.02.2014 tarihinde 6100 sayılı HMK ‘nun yürürlüğünden sonra açılmış olması da gözetildiğinde asıl uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu; ihtiyati haciz istemi asıl uyuşmazlığa bağlı bir istem olup Sulh Hukuk Mahkemesince karara bağlanması gerektiği-
Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için kesinleşmiş bir takibin varlığının gerektiği; ihtiyati haciz kararı alındıktan sonra İİK. mad. 265 uyarınca yasal sürede takibe geçilmemesi halinde, ihtiyati haczin hükümsüz ve takibin geçersiz hale geldiği ve bu durumda tasarrufun iptali davasının da ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
İhtiyati hacze itiraz sebeplerinin tahdidi olarak sayıldığı, çek hakkında ödeme yasağı konulması ve menfi tespit davası açılmasının ihtiyati hacze engel teşkil etmediği, itiraz eden borçlu şirket tarafından keşide edilen çekte yer alan ciroda rehin cirosu olduğunda dair bir kayıt bulunmadığından cironun temlik cirosu mahiyetinde olduğu, yetkili ve meşru hamil olan alacaklı bankanın çeke dayalı tüm hakları kullanabileceği, borçlu vekilince ileri sürülen sebepler yargılamayı gerektirir nitelikte olduğundan itirazın reddi gerektiği-
Davacı tarafından kusur sorumluluğuna dayalı borç nedeniyle ihtiyati hacze karar verildiği; ihtiyati hacze konu alacağının yargılama sonucunda kusur sorumluluğuna göre belirlenecek olması nedeniyle İİK.nun 257.maddesi koşulları taşımadığı; bu nedenle ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Henüz adi ortaklığa ait kazancın ortaklar arasında taksim edilmediği veya ortaklığın tasfiyesi halinde borçlu ortağa isabet edecek tasfiye payının belirlenmediği bir aşamada, adi ortaklığın yaptığı işin karşılığında üçüncü kişiden alacağının haczinin mümkün olmadığı-  Mahkemece, adi ortaklığının 3.kişiler nezdinde bulunan alacağına haciz konamayacağı hususu göz önüne alınarak, itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, davalı şirketleri arasında kurulan adi ortaklığın Valilik bünyesinde mevcut alacakları (hakedişleri) üzerine davalının hissesi bakımından ihtiyati haciz konulmasının isabetsiz olduğu-
İcranın geri bırakılması kararı alınması halinde, ilama konu mahkeme kararı kesinleşinceye kadar borçlu aleyhine her hangi bir takip muamelesi yapılması mümkün değildir ancak; buna imkan tanıyan ihtiyati haciz kararı verilebilir mi?
İhtiyati haciz konusu senet alacağı ile rehin konusu alacakların birbirinden farklı olduğu, ihtiyati haciz kararının iflas erteleme mahkemesince verilen tedbir kararından bir gün önce verildiği, Yargıtay'ın yerleşik kararlarına göre icra takibi ile ihtiyati haczin farklı nitelikteki kararlar olduğu, iflas erteleme kararı ile İİK'nın 289. maddesi gereğince alınan kararın ihtiyati haciz kararına etkisinin olmayacağı, İİK'nın 265. maddesinde belirtilen itiraz sebeplerinin ileri sürülmediği ve itirazların yerinde olmadığı-
Muterizlerden şirket vekilinin itirazının duruşma açılarak incelenmesi gerektiği halde duruşma günü ve saatinin vekile tebliğ edilmeyerek yokluğunda karar verilmesinin HMK. mad. 29 ve İİK. mad. 265/4.'e aykırı olduğu- Ek karar başlığında muterizlerden birinin itiraz eden olarak isminin yer almamasının, HMK. mad. 304 uyarınca tarafların talebi üzerine veya mahkemece mahallinde düzeltilebilir maddi hatalardan olduğu-