"İhtiyati haciz talebinin vadesi gelmiş bulunan 3 adet kambiyo senedine dayandırıldığı ve kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içerdiği, likit olduğu, kaldı ki alacağın likit olmaması ve yargılamayı gerektirir mahiyette bulunmasının ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmediği, itiraz sebeplerinin sınırlı olduğu" gerekçesi ile verilen "itirazın reddine" dair kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Mahkemece, "6100 sayılı Yasa'nın 4. maddesine giren bir uyuşmazlık bulunmadığı, ihtiyati haciz talebine bakmakla Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu, bonoya dayanan takipler borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki (genel yetkili) icra dairesinde yapılabileceği gibi, ödeme yerinde yahut bonoda ödeme yeri gösterilmemiş ise bononun düzenlendiği yerde de yapılabileceği,  yetkili yerlerden birini tercih etme hakkının alacaklıya ait olduğu, alacaklının bononun tanzim (ödeme) yerine  göre Bolu İcra Müdürlüğü'nde icra takibini başlatmasında yasaya uymayan bir yön bulunmadığı" gerekçesi ile verilen "ihtiyati hacze itirazın reddine" dair kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Muhatap banka tarafından çekin arkasına ''işbu çek üzerindeki keşideci imzası ile yetkili temsilci imzası birbirini tutmadığı anlaşıldığından işleme alınmamıştır'' şerhinin verildiği sabit ise de, dava dışı banka memurlarının tespitinin mahkemeler nezdinde delil olma vasfı bulunmadığı ve ihtiyati haciz kararı verilmesine engel olmadığı, "imza inkarının da açılması muhtemel menfi tespit davasının konusunu oluşturacağı" gerekçesiyle "İİK'nun 265. maddesindeki itiraz sebeplerinden olmayan itirazın reddine" karar verilmesi gerekeceği-
"İhtiyati hacze konu çekin keşidecisinin yerleşim yerinin İstanbul olduğu, çekin keşide yerinin de İstanbul olduğu, sözleşmedeki imzalara borçlu şirket yetkililerinin itiraz ettiği, imzası inkar edilen sözleşmenin borçlu bakımından bağlayıcı olmadığı ve alacağın sözleşmeden bağımsız olarak çeke dayalı bir talep olduğu, imza incelemesine gerek görülmediği" gerekçesiyle "her iki borçlunun da yetki itirazının kabulüne, ihtiyati haciz yetkisiz mahkeme tarafından verildiğinden ihtiyati haczin kaldırılmasına" dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-
"İhtiyati hacze konu alacakla ilgili olarak ihtiyati haciz talebinden önce açılan menfi tespit davasının borçlu oldukları iddia edilen kişiler tarafından açıldığı, alacaklı tarafından başka bir mahkemede açılmış alacak davası veya itirazın iptali davası bulunmadığı, ihtiyati haciz başvurusundan önce menfi tespit davası açılmasının ihtiyati haciz kararı verilmesine engel bir durum olmadığı, ihtiyati hacze itiraz dilekçesinde belirtilen diğer hususların İİK'nun 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan sebeplerin hiçbirine uymadığı"  gerekçesiyle, "ihtiyati hacze itirazın reddi"ne dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
İİK’nın 265. maddesine göre, ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine verilen kararlara karşı temyiz yolunun açık olduğu, ancak temyiz incelemesi sonucu verilen kararın kesin olduğu-
"İİK'nın 265. maddesi uyarınca; tarafların bu uyuşmazlıkta ancak mahkemenin yetkisine, teminata veya ihtiyati haciz kararının dayandığı delillere itiraz edebileceklerini, borçlunun ise borcun tamamına itiraz ettiğini, taleplerinin ileride açılacak eda veya menfi tespit davasının konusu olabileceği" gerekçesiyle verilen "itirazın reddine" dair kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
"Borçluların itirazının İİK m. 265 maddesinde sınırlı olarak sayılan itiraz sebeplerinden olmadığı, İİK m. 167 ve İİK m. 45 maddeleri uyarınca alacaklının tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere hem ipotekli takip hem de kambiyo takibi yapabileceği gerekçesiyle ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddi"ne dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
6100 sayılı HMK'nın "yetki sözleşmesi" başlığını taşıyan 17. maddesinde belirtilen yetkiye ilişkin kuralın, HMK'nın 18/1. maddesinin "Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz." hükmünden de açıkça anlaşılabileceği üzere, mahkemece re'sen gözetilecek kesin bir yetki kuralı niteliğinde olmadığı- Mahkemece, Genel Kredi Sözleşmesi'ndeki yetki sözleşmesiyle yetkili kılınan mahkemenin kesin yetkili olduğundan, o yer mahkemesinden ihtiyati haciz talep edilebileceği gerekçesiyle dava şartı yokluğundan talebin reddine karar verilmiş ise de, yasal durum karşısında yetki sözleşmesinde belirlenen mahkemenin kesin yetkili olarak kabulü mümkün bulunmadığından "davanın usulden reddi"nin isabetli sayılmadığı-
Her ne kadar kredi borcu için ipotek tesis edilmiş ise de, itiraz edenin müşterek borçlu ve müteselsil kefillikten kaynaklanan borcuna teminat verilmediği, ipoteğin kredi kullandırılan şirketin borcunu temin ettiği, dolayısıyla TTK'nın 586/1. maddesine göre kredi alacaklısının asıl borçluya ya da ipoteğe başvurmadan müşterek borçlu ve müteselsil kefile doğrudan başvuruda bulunabileceği-