İtiraz üzerine her iki taraf gelmese dahi evrak üzerinden inceleme yaparak karar verilmesi gerekirken, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin yanlış olduğu-
İhtiyati haciz talep edenin sunduğu çeklerin keşide tarihleri itibariyle alacağın muaccel bulunmadığı, sunulan resimler, faturalar ve cari hesap ekstrelerinin de karşı tarafın mal kaçırdığına ilişkin yeterli delil olmadığı, iş yerini boşaltmanın tek başına mal kaçırma olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
İİK'nın ihtiyati haciz koşullarını düzenleyen 257. maddesinde, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceğinin hükme bağlandığı, muaccel alacaklar için İİK'nın 257/2 maddesi şartlarının gerçekleşmesinin gerekmediği nazara alınmaksızın, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde itirazın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
2004 sayılı İİK'nın 265/1 maddesinde; borçlunun kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebileceği, 265/3 madde ve fıkrasında ise; mahkemenin, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddedeceğinin hükme bağlanmış olduğu- Mahkemece verilen daha önceki kararın, Dairenin 15/04/2015 tarih, 2014 18576 E-2015/ 5325 K. sayılı ilamı ile talebin, ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkin olduğu belirtilerek, itiraz hususunda evrak üzerinden değil, duruşma açılarak karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulduğu, bozma ilamına uyularak yapılan yeniden yargılamada ise, gerek Dairenin bozma ilamına gerekse de İİK'nın 265/3 madde ve fıkrasına aykırı şekilde, ihtiyati haciz kararına itiraz hususunda olumlu ya da olumsuz bir karar vermek gerekirken, yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Keşideci şirketin tek imza ile borç altına sokulmasının kural olarak mümkün bulunmaması, bu halde de TTK'nın 678. maddesi gereğince sadece imza edenin sorumlu olması ve bu durumun ihtiyati haczin dayandığı sebepler kapsamında ileri sürülebilecek hususlardan olması nedeniyle mahkemece itirazın kabulüne karar vermek gerekeceği-
Çekteki imzanın keşideciye ait olup olmadığının, açılabilecek bir menfi tespit davasında incelenecek hususlardan olup, İİK’nın 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında olmadığı-
Mahkemece, borçlu şirketin talep konusu bono yönünden borçlanma ehliyeti olmadığı gözetilerek, unvanı belirtilen şirket yönünden, ihtiyati hacze itirazın kabulü gerekeceği-
Borçlunun kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı, huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde aynı mahkemeye müracaatla itiraz edebileceği, borçlunun itirazını dayandırdığı bütün belgeleri itiraz dilekçesine eklemek zorunda olduğu- İhtiyati haciz talep eden banka ile asıl borçlu arasında imzalanmış bulunan ve aleyhine ihtiyati haciz talep edilenlerin müşterek borçlu ve müteselsil kefili bulunduğu kredi sözleşmesi çerçevesinde tahakkuk eden alacak tutarları için borçlulara hesap kat ihtarı gönderildiğinden, dosyaya ibraz edilen kredi sözleşmesi ve belgelerden sözleşmenin müşterek ve müteselsil kefiller olan muterizlerin taşınmazlarının ipotek verildiğinin anlaşılması karşısında, mahkemece resmi ipotek senedi ve akit tablosu getirtilerek, ipoteğin asıl borçlunun borcunun temini için mi yoksa kefillerin kefaleti için mi verildiğinin tespiti ile ipoteğin asıl borçlunun borcunu teminen tesis edildiğinin anlaşılması halinde müteselsil kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceği hususu nazara alınmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
İİK'nun 265. maddesi gereğince borçlunun ihtiyati haczin dayanağı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebileceği, somut olayda borçlu tarafından ileri sürülen itiraz sebepleri ancak bir menfi tespit davasında çözümlenebilecek hususlar olup mahkemece itirazın reddi gerekirken ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
İhtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak itiraz edilmesinin mümkün olmadığı, imza itirazının açılacak bir menfi tespit davasında yapılacak yargılama sonucunda değerlendirileceğinden ihtiyati hacze itiraz sebeplerinden olmadığı gerekçesiyle, itirazın reddi gerektiği-