İhtiyati haciz kararının uygulanması sonucu traktör üzerine konulan hacizlerin, haczedilmezlik nedeniyle kaldırılması istemine ilişkin şikayetin, işlemi yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince görülmesi gerektiği- Mahkemeden alınan ihtiyati haciz kararı ile icra dosyası üzerinden traktör üzerine ihtiyati haciz konulduğu, diğer icra dosyalarından da ihtiyati haciz konulduğu, bir icra dosyasından ise yakalama şerhi işlendiği ve kesin haciz konulduğu görülmekle, mahkemece yapılacak iş, tüm haciz ve yakalama şerhlerini gösterir şekilde (dayanak evraklarıyla birlikte) ayrıntılı trafik kayıtlarının getirtilip incelenerek, şikayet tarihi dikkate alınarak, ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin şikayetin esasının İİK'nun 16 ve 82/4 maddeleri gereğince incelenmesi, yetkili olunmayan diğer icra müdürlükleri dosyalarından konulan hacizlerle ilgili olarak da; HMK. mad. 22/3 gereğince, her bir haciz ve yakalama şerhi ile ilgili hangi icra mahkemesinin yetkili olduğu ayrı ayrı belirtilerek yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken tüm şikayetinin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İhtiyati hacze konu bononun rehin cirosuyla bankaya ciro edilmediği ve teminat senedi olduğuna dair yazılı bir belge de mevcut olmadığı halde, "bankaların kredi ilişkisinde teminat olarak almalarının söz konusu olduğu gerekçesiyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının hatalı olduğu- Keşideci ve lehine aval verenler yönünden ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için bononun protesto edilmesinin gerekmediği; müracaat borçluları hakkında icra takibi yapılabilmesi, dolayısı ile bononun ihtiyati hacze konu edilebilmesi için ise keşidecilere protesto gönderilmiş olması gerektiği-
Bono üzerinde adı geçen kişinin asıl borçlu olarak ismi yazılı bulunduğundan bonodan kaynaklanan borç nedeniyle sorumluluğunun söz konusu olduğu, bono metninde yer alan Limited Şirket ise asıl borçluya aval veren durumunda olup bono üzerindeki her iki imza asıl borçlu ile aval veren yönünden atılmış bulunduğundan, asıl borçlu durumunda bulunan ihtiyati hacze itiraz eden gerçek kişinin itirazının reddedilmesi gerekirken mahkemece imzaların kaşe üzerinde bulunması hususu yanlış değerlendirilerek ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
İhtiyati haciz taleplerinin kabulüne ilişkin kararlar bakımından istinaf incelemesinin yapılabilmesi için, ihtiyati haciz kararına itiraz hakkında öncelikle mahkemenin usulüne uygun ve gerekçeli şekilde yazılmış bir kararının mevcut olmasının zorunlu olduğu- 
İhtiyati hacze konu çek adi iş ortaklığını oluşturan şirketlerin imzalarıyla keşide edilmiş olup ihtiyati haczin adi ortaklığı oluşturan her ortak hakkında talep edilmesi gerektiği-
Borç mutabakat yazısı vs. belgeler kapsamında ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-
İhtiyati haciz kararına itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırıldığı gözetildiğinde, kendisini vekille temsil ettirmiş olan muteriz yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, karşı taraf (alacaklı) yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, yapılan yargılama giderlerinin ihtiyati haciz kararına itiraz eden üzerinde bırakılmasının da doğru olmadığı-
İhtiyati haciz talep eden vekilinin başvurusu üzerine ihtiyati hacze karar verildiği, muteriz tarafından ihtiyati hacze itirazda bulunulduğu, bu itibarla, mahkemece, taraflara usulüne uygun duruşma gününü bildirir tebligat gönderilip, beyanları alınarak vaki itiraz hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati hacze konu 44 adet bonodan 36 adedinin vadesi henüz gelmediği ve vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz verilebilmesi için gerekli olan durumların (İİK. mad. 257/2) söz konusu olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, taraflar arasında düzenlenmiş bonolardan herhangi birinin vadesinde ödenmemesi halinde diğerlerinin muacceliyet kazanacağına ilişkin şartın, taraflar arasında ayrı bir muacceliyet sözleşmesinin bulunmaması karşısında geçersiz olduğu gözetilerek vadesi gelmeyen bonolar yönünden ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçlu tarafından ileri sürülen "borcun zamanaşımına uğramış olduğu" iddiasının İİK. mad. 265 'te belirtilen itiraz sebeplerinden olmadığı-