Davanın tasarrufun iptali davası olduğuna, yaklaşık ispatın ortaya konulduğuna, İİK’nın 281/II fıkrası hükmüne göre hâkimin iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceğine, somut olayda da iptali istenen tasarruf için açılmış olan işbu tasarrufun iptali davasında, alacaklının davasının kabulü halinde alacağına kavuşmasını tehlikeye düşürmemeye yönelik olarak ihtiyati haciz kararı verildiğine, aciz hali ve esasa ilişkin itirazların İİK'nın 265. maddesinde öngörülen itiraz nedenlerinden olmadığına göre davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde olmadığı-
Teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunda, ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itiraza ilişkin inceleme usulü İİK'nun 265/4. maddesinde düzenlendiği, anılan maddede, mahkemenin itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebileceği veya kaldırabileceği, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yaparak karar verebileceği belirtilmiş olmasına göre; itirazın duruşma açılarak incelenmesinin yasal zorunluluk olarak kabul edildiği, mahkemece, bu husus gözardı edilerek, itirazın dosya üzerinden incelenmesinin doğru görülmediği-
Somut olayda, bir kısmı vadesi gelmemiş bonolara dayalı olarak ihtiyati haciz talep edilmiş olup, sunulan muacceliyet sözleşmesi ile senetlerden birinin gününde ödenmemesi halinde diğer senetlerin muaccel olacağı kararlaştırıldığı- Sözleşme serbestisi kapsamında muacceliyet şartının geçerli olup tarafları bağlayacağı- İtiraz eden vekili ; Türk parasını koruma hakkındaki 32 sayılı karara dayalı olarak alacağın geçerli olmadığını ileri sürmekte ise de ; ilgili tebliğin 8.maddesi kapsamında kalmayan sözleşmeye (ecrimisil alacağı) porotokole bağlı olarak talebi dayanak bonoların verildiği ,borç ikrarı içerdikleri ,senedin verilmesinin bir protokole bağlanması senetlerin teminat olarak verildiğinin kabulünü gerektirmeyeceği- Ayrıca tebliğde düzenlenen kıymetli evrakların da 32 sayılı karar kapsamı dışında tutulmuş olduğu- İİK 265.m. ihtiyati hacze itiraz nedenleri sınırlı olarak sayılmış olup, itirazların söz konusu maddede yer alan itiraz nedenleri arasında bulunmadığı gibi yetki itirazının da yerinde olmadığından ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği-
Somut olayda, ihtiyati hacze itiraz eden borçlunun genel kredi sözleşmesindeki imzayı inkar etmesi nedeniyle değerlendirmeye alınmayacağı ve ihtiyati haciz de davalının ikametgahının yetkili olduğu gerekçesiyle yetki itirazı kabul edilerek ihtiyati haciz kararının kaldırıldığı- İİK'nun 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebepleri sınırli olarak sayılmış olup, genel kredi sözleşmesinde imza itirazı bu madde kapsamında değerlendirilecek bir itiraz olmayıp, açılacak bir menfi tespit davasının konusunu oluşturacağından mahkemece adi bir senet niteliği olmayan genel kredi sözleşmesinin HMK'nun 209/3. maddesi de gözetilmeden imza inkarı nedeniyle değerlendirmeye alınmayacağı gerekçesiyle yetkili mahkemenin belirlenmesinin isabetli olmadığı- Alacaklı banka tarafından hesap kat edilmiş, alacak muaccel hale gelmiş olup, ihtiyati haciz dayanağı olarak sunulan genel kredi sözleşmesinin "Yetki" başlıklı 61. maddesinde sözleşmenin ifa yeri olarak İstanbul Merkez mahkemeleri belirlenmiş olmasına göre, HMK'nun 10. maddesi uyarınca mahkemenin ihtiyati haciz talebinde yetkili olduğu- İhtiyati haczin yetkili mahkemeden istendiği gözetilerek ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesi gerektiği, bununla birlikte dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından, ihtiyatı haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nun 353/1-b/2 maddesi uyarınca ihtiyati hacze itirazın kabulüne ilişkin kararını kaldırılmasına ve ihtiyati hacze yönelik itirazın reddine karar verildiği-
HMK'nun 341. maddesinin 1. fıkrasına göre, İlk Derece Mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği; bu maddeden de anlaşıldığı gibi, tedbir / hacizle ilgili istinaf edilebilecek kararların, bu taleplerin reddine ilişkin kararlar ile kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlar olduğu- Davalı vekili tarafından mahkemesince verilen ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin ara karara yönelik süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmadığı, mahkemesince verilen 03/06/2020 ve 08/06/2020 günlü ara kararlarının ise HMK 341. maddesi gereğince istinafa tabi bir karar olmadığından davalı vekili tarafından mahkemenin 03/06/2020 ve 08/06/2020 günlü ara kararlarına yönelik olarak öncelikle mahkemesinde itiraz yoluna gitmesi gerektiği ve mahkemesince duruşmalı olarak bu itirazın incelenmesi ve 'itirazın reddine' karar verilmesi halinde, bu karara karşı 'istinaf başvurusu' yapma imkanı olduğu halde, ihityati haciz kabul kararına karşı doğrudan yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 341/1. ve 352/1. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Teminat mektubu veren banka ile muhatap arasındaki sözleşmenin garanti sözleşmesi niteliğinde olduğu ve bankanın; teminat mektubunu düzenlerken nakit, menkul rehni, ipotek, teminat mektubu almak suretiyle verdiği teminat mektubu riski için kendisini güvenceye alabileceği- Sözleşme gereği, hiçbir neden gösterilmeksizin de sözleşmedeki hükme dayanarak henüz nakde çevrilmeyen teminat mektup tutarının, lehtar, müteselsil borçlu ve kefilden depo edilmesini bankanın isteyebileceği- Ancak nakde çevrilmeyen teminat mektupları ile ilgili olarak teminat mektubundaki meblağın depo edilmesi istenebilirse de risk gerçekleşmeden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği- Banka ile müşterisi arasında yapılan teminat mektubu sözleşmelerinde banka lehine risk gerçekleşmeden teminat mektubu bedelinden bankanın ödemek zorunda kalacağı meblağın depo edilmesini isteme yetkisinin, söz konusu alacağın mevcut olduğunu göstermediği gibi istenebilir olduğunu da göstermeyeceği ve sözleşmede anılan şekilde hüküm olsa bile bankanın (ödemek zorunda kalacağı meblağın) sadece depo edilmesini isteyebileceği- (Bankanın) Kendisine ödeme yapılmasını talep edemeyeceği- Esasen bankanın sözleşmeye bu şekilde bir hüküm koymakla riskten kaynaklanan alacağını garanti altına almış olacağından, ihtiyati haciz müessesine de ihtiyacı kalmadığı (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu, 27.12.2017 tarihli, 2016/1 E. 2017/6 K sayılı ilamı)- Bahsi geçen sebeplerle, davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine-
Borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararına, huzurunda ihtiyati haciz yapılmışsa ihtiyati haczin konulduğu; yokluğunda ihtiyati haciz icra edilmişse, ihtiyati haciz tutanağının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren yedi gün içinde itiraz hakkını kullanabileceği, somut olayda, haciz tutanağının usulüne uygun şekilde düzenlendiği anlaşılmış olup, ihtiyati hacze itiraz dilekçesi, haciz sırasında hazır bulunan ve tutanak altında imzası yer alan borçlu tarafından süresinde yapılmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesi hükmünün yerinde olduğu-
İhtiyati haciz kararlarına yönelik itirazlar duruşmalı olarak yapılsa da, tarafların iştirak etmemeleri halinde dosya işlemden kaldırılmadan yokluklarında esas hakkında karar karar verilmesi gerektiği
İİK hükümleri uyarınca; ihtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklının istinaf yoluna başvurabileceği, borçlunun ise, kendisi dinlenmeden verilen İhtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı, huzuru ile yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebileceği ve itiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği, BAM'ın bu başvuruyu öncelikle inceleyeceği ve verdiği kararın kesin olduğu, HMK hükümleri uyarınca da, ilk derece mahkemelerinde verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, 'ihtiyati haciz' taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği-
İstihkak prosedürünün ihtiyati hacizlerde de uygulanabileceği- Üçüncü kişinin itirazı üzerine ihtiyati haciz kararı kaldırılması halinde, bu karara dayanarak yapılan ihtiyati hacizler de kalkacağından, üçüncü kişinin ihtiyaten haczedilen mallarla ilgili olarak açtığı istihkak davasının da konusu kalmayacağı-