İhtiyati hacze itiraz üzerine temyiz edilen kararın Yargıtay tarafından öncelikle inceleneceği ve verilen kararın kesin olduğu-
Bonoda muretizlerin imzalarının bulunmadığı, asıl borçluya yönelik başvuru yapıldığına ya da başvuru yapılmasına rağmen alacağın tahsil edilemediğine dair belge ibraz edilemediğinden, itirazın kabulü, ihtiyati haczin kaldırılması gerekeceği-
İhtiyati hacze konu her alacağın genel ilke olarak yargılamayı gerektirebileceği-
Her ne kadar mahkemece ihtiyati hacze konu bononun taraflar arasında akdedilen akaryakıt istasyonu ve arsasının satış ve devrine ilişkin Mayıs 2012 tarihli protokol ve bunun eki niteliğindeki 01.08.2012 tarihli ek protokol uyarınca teminat olarak düzenlendiği kabul edilerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de bononun teminat olarak düzenlenilmesinin bono vasfını ortadan kaldırıcı bir sonuç doğurmayacağı ve ihtiyati haciz istemine engel teşkil etmeyeceği, bu durum karşısında, ihtiyati haczin niteliği, senedin bononun tüm unsurlarını taşıdığı ve vadesinin geldiği dikkate alınarak ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin isteminin reddine karar vermek gerekirken açılacak bir menfi tespit davasında tartışılması gereken nedenlerle talebin kabulü yönünde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece, itiraz eden borçlu vekilinin itiraz dilekçesindeki itirazların, İİK.’nın 265. maddesinde sayılan hususlardan hiçbirine girmediğinin anlaşıldığı, iddia olunan hususların menfi tespit davasına konu edilebileceği gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Davacı şirketin hissedarlarından olan dava dışı kişinin şirketteki hissesi üzerine ihtiyati haciz konulduğu, bu kararın halen ayakta ve geçerli olduğu, ortağın payı üzerinde bulunan icra takip işlemleri sonuçlanmadan ya da hisseler üzerinde bulunan ihtiyati haciz kaldırılmadan tasfiyenin tamamlandığından söz edilemeyeceği-
Asıl borçlu şirketin ihtiyati haciz kararına dayanak çeklere ilişkin bir itirazının bulunmadığı, temel itiraz nedeninin "mal kaçırma durumunun olmadığı"na ilişkin olup, iddia konusu alacağın muaccel olması karşısında bu itirazın da yerinde olmadığı, ihtiyati hacze itiraz eden üçüncü kişinin itirazı da İİK'nın 265. maddesi kapsamına girmediğinden, ihtiyati hacze itirazların reddine karar verileceği-
Taraflar arasındaki sözleşmede Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırılmış olması nedeniyle, "mahkemenin yetkisiz olduğu" belirtilerek, ihtiyati haczin kaldırılması gerekeceği-
Kambiyo senetlerinden kaynaklanan alacak, aranacak borç niteliğinde olduğundan para alacağının alacaklının yerleşim yerinde ödenmesini öngören TBK’nun 89’uncu maddesinin 1’inci fıkrası somut olayda uygulanamayacağı-