Somut olayda ileri tarihli çek verilmiş olup, bu halde çekin teslim edildiği tarih itibariyle bir ödeme bulunmadığından, ihtiyati haciz talep edildiği tarihte talep konusu çekin bedelinin tamamının muaccel olduğu, bu çeke mahsuben ödeme bulunmadığı ve İİK'nın 257. maddesindeki koşulların gerçekleştiği-
İhtiyati haciz kararında yazan adresin kaldırılması isteminin İİK'nun 265. maddesi kapsamında olmadığı-
İhtiyati haciz talebinin, ihtiyati tedbir kararından önce olduğu; bu durumda mahkemece, ihtiyati haciz talebinin yapıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama gideri ile vekalet ücreti hakkında bir karar verilmesi gerekmekte olup, "menfi tespit davasında alacaklının ihtiyati haciz talebinde bulunamayacağı" gözetilmeden, "ihtiyati haczin menfi tespit davasına bakan mahkemeden isteneceği" yolundaki yanılgılı gerekçeyle, yargılama gideri ve vekalet ücretinin ihtiyati haciz isteyene yükletilmesinin isabetsiz olduğu-
İhtiyati hacze itiraz tarihi 10.10.2013 olup, bu tarihten önce 04.07.2012 tarihinde İstanbul 23. Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazın iptali davası açıldığı, bu durumda, işin esasını inceleyen mahkeme tarafından itirazın değerlendirilmesi gerekli olup, "görevsizlik kararı" verilmesi gerektiği-
Muteriz vekilinin teminata ilişkin bir itirazı bulunmamasına rağmen mahkemece kendiliğinden "ihtiyati haciz kararındaki %15 teminatın %45’e çıkarılmasına" karar verilmesinin, İcra ve İflas Kanunu’nun 265’inci maddesinin 3’üncü fıkrasına aykırı olduğu-
"İpoteğin geçersizliği ve ipotek akdinin 5. maddesindeki kefalet taahhüdünün TBK'nun 21. maddesine aykırı olduğu" şeklindeki itirazların, İİK'nun 265. maddesi kapsamında olmadığı-
İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, "faktoring şirketinin bir mal veya hizmet satışından doğan alacakları ancak temlik alabileceğini, ihtiyati hacze konu bonoyla ilgili hiçbir işlem yapılmayıp, faktoring ilişkisinin çekler üzerinden yürütüldüğünü, temlik edilen çeklere istinaden gününden önce ihtiyati haciz talep edildiğini, müvekkiline ihtarname gönderilmediğini" belirterek "ihtiyati haczin kaldırılmasını" talep ettiği fakat bu itirazların takip hukukuna ilişkin olduğu, İİK'nun 265.maddesi kapsamında olmadığı-
İhtiyati haciz kararına itiraz eden tarafından verilmiş bir ipotek bulunmadığı gibi, ipoteğin de kredi sözleşmesinin asıl borçlusu lehine verildiği anlaşıldığından, mahkemece "alacağın rehinle temin edildiği ve ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı" belirtilmek suretiyle yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Mahkemece, ihtiyati haciz talebine dayanak teşkil eden bono üzerindeki yazılı yetki şartının taraflar tacir olmadığından geçerli olmadığı, bonoya dayalı borcun aranılacak borçlardan olduğu, İİK'nun 258 ve 50. maddeleri uyarınca talebin borçlunun ikametgahında yapılması gerektiği, borçlunun ikametgahının da Selendi olduğu, bu nedenle mahkemenin yetkili olmadığı gerekçesiyle "itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına" karar verilmesi gerektiği-
"İhtiyati haciz kararının dayanağı bononun yasada öngörülen şartları taşıdığı, senede dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verildiği ve karara istinaden yapılan icra takibinin kesinleştiği" gerekçesiyle, İİK.'nun 265. maddesinde yazılı sebeplerden olmamasına göre, "itirazın reddine" karar verilmesi gerektiği-