İhtiyati haczin dayanağı olan senette tahrifat bulunduğu iddiasının açılacak bir menfi tespit davasında değerlendirilebileceği; İİK'nın 257. maddesine göre ihtiyati hacze karar verilmesi gerekirken; mahkemece dayanak senedin sıhhatinin işbu davada inceleme konusu yapılarak, düzenleme tarihi kısmında tahrifat yapıldığı bu nedenle kambiyo senedi sayılamayacağı, senedin adi senet sayılması halinde dahi, vade tarihi bakımından tereddüt doğduğu bu sebeple alacağın henüz muaccel olmadığı ve vade tarihi gelmemiş alacak bakımından ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı gerekçeleriyle, talebin reddine karar verilemeyeceği-
İhtiyati hacze itirazın ihtiyati haciz kararını veren mahkeme tarafından incelenmesi gerektiği dikkate alınmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Talep, borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ilişkin olup, mahkemece alacaklı vekilinin beyanı ve dosya kapsamından rehinle temin edilen alacak için ayrıca bono alındığı anlaşıldığından, İİK'nın 45/2 ve İİK'nın 167/1. maddesine göre, alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile, bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yolu ile veya borçlu iflasa tabi şahıslardan ise iflas yolu ile takipte bulunabileceği-
İİK'nun 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebepleri sayılmış olup, bonodaki imzanın sahteliği iddiası bu itiraz sebepleri arasında yer almadığından, ihtiyati hacze itiraz edenin, itiraz sebepleri menfi tespit davasına konu olabilecek nitelikte olup, kanunda sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında olmadığından, mahkemece, ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilemeyeceği-
İhtiyati haciz istemine konu edilen bononun teminat fonksiyonunun bulunup bulunmadığı hususu yargılamayı gerektirmekte olup, mahkemece, yaklaşık ispat kurallarının egemen olduğu ihtiyati haciz istemi kapsamında, protokol hükümleri değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilemeyeceğinden, mahkemece, "itirazın kabulüne" karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, ihtiyati hacze itirazın İİK 265.maddesinde sayılan nedenlerle yapılabileceği, ihtiyati hacze itiraz edenin "sahtecilik" ve "borçsuzluk" sebeplerinin İİK 265.maddesinde sayılan sebepler kapsamına girmediği, genel mahkemede bir menfi tespit davasında, ya da itirazın iptali davası vb. davalarda irdelenebilecek böyle bir itirazın, genel itiraz sebebi içinde kabul edilmediğine dair muhtelif yargı kararları da gözetilerek, ihtiyati hacze itiraz talebinin reddine karar vermek gerektiği-
Mahkemece, "İİK'nın 257/1 ve 45. maddesine göre, asıl alacağın borçlusu tarafından alacağı temin etmek üzere rehin verilmiş olması halinde, bu alacağa ilişkin olarak rehne başvurulmadan, ihtiyati haciz kararı verilmesinin mümkün olmadığı, ancak TBK'nın 586. maddesi uyarınca, müşterek borçlu müteselsil kefiller yönünden kefil oldukları miktar için ayrıca kefaletin rehinle teminatı söz konusu değilse, bu kişiler hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesinin mümkün bulunduğu, bankanın kredi alacağının teminatı olmak üzere biri N. Y.'e ve diğeri asıl borçlu olan şirkete ait iki adet taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiği, ipotek akit tablolarının içeriğinden anlaşılacağı üzere aleyhine ihtiyati haciz istenenlerin kefil oldukları miktar için ayrıca rehinle teminatın söz konusu olmadığı" gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, borçlunun akdi ilişkiyi inkar etmediği ve takip sırasında borca kısmen itirazda bulunduğundan, alacaklının kendi yerleşim yerinde ihtiyati haciz talep edebileceği, alacaklının ibraz ettiği deliller alacağın varlığı konusunda mahkemede kanaat oluşturduğundan, "ihtiyati haciz itirazının reddine" karar verilmesi gerektiği-
İcra ve İflâs Kanunu'nun 265/IV hükmüne göre, mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebileceği veya kaldırabileceği, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verileceği-
Mahkemece, "ihtiyati haciz kararının alacağın varlığına ve muaccel olduğuna kanaat getirilerek verildiği, itiraz edenin daha önceki vekili tarafından itiraz süresi içerisinde verilen itiraz dilekçesinde ileri sürülen itiraz sebeplerinin İİK'nın 265. maddesinde sınırlı olarak belirtilen itiraz sebeplerinden olmadığı, ihtiyati hacze konu bir alacağın kural olarak İİK'nın 264. maddesi kapsamında yargılamayı gerektirmesi olasılığının kanunda açıkça kabul edilmiş olması, itiraz dilekçesinde ileri sürülen hususların ihtiyati haczi tamamlayan merasim veya menfi tespit davası sırasında incelenebilecek nitelikte bulunması karşısında, ihtiyati haczin dayandığı sebebe dair itirazın yerinde olmadığı, alacaklı tarafından depo edilen % 15 oranındaki teminatın makul olduğu" gerekçesiyle, "itirazın reddine" karar verilmesi gerektiği-