İtiraz edenlerce "ihtiyati haciz kararının süresi içerisinde icraya konulmadığı" iddia edilmiş ise de, İİK'nın 264'üncü maddesinde öngörülen ihtiyati haczi tamamlayan merasime uyulmadığının tespiti durumunda, icra müdürlüğünce ya da şikayet üzerine icra hukuk mahkemesi tarafından "ihtiyati haczin hükümsüzlüğüne" karar verilmesi mümkün bulunduğundan, bu itirazın İİK’nın 265'inci maddesi kapsamında bulunmadığı-
İhtiyati hacze konu çekler üzerindeki düzenleme tarihlerinden önce alacak muaccel olmaksızın para alacağına dayanılarak İİK'nın 257/2. maddesindeki sebeplerin gerçekleştiğine dair bir delil de ibraz edilmediği halde, yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile "ihtiyati haciz talebine itirazın reddine" karar verilmesinin doğru olmadığı-
İhtiyati hacze itiraz edenlerin, "faktoring sözleşmesi kapsamında bononun alındığını, bu bono hakkında icra takibinin yapılabileceğini, taahhütten kurtulmak veya mal kaçırma durumunun sözkonusu olmadığını" belirterek "ihtiyati haczin kaldırılmasını" talep ettiği fakat tiraz sebeplerinin İİK.nun 265. maddesinde belirtilen sebepleri taşımadığı-
İtiraz edenler vekili, "alacaklı banka tarafından ipoteklerin paraya çevrildiğini, bankaya verilen bonolarla ilgili olarak mahkemeden menfi tespit kararı verildiğini, alacaklı bankaya borcun bulunmadığını belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istediği" fakat itiraz sebeplerinin İİK.nun 265. maddesinde belirtilen sebeplerden olmadığı-
İhtiyati haciz kararına itiraz eden vekili, "müvekkili borçlunun karşı taraftan satın aldığı 9 ton kuru üzüm karşılığında bu senetleri verdiğini, daha sonra ürünü başkasına satıp senetleri iade etmediğini, müvekkilinin bu bonolar sebebiyle kısmen borçlu olmadığının tespitine dair menfi tespit davası açtığını, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini" ileri sürdüğü, mahkemece İİK'nın 265. maddesi kapsamında olmayan itirazın reddine karar verildiği ve bu kararın onandığı-
Talep edilen alacak herhangi bir mahkeme kararına veya kıymetli evrağa dayanmadığı gibi, kira sözleşmesinin tek başına ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli olamayacağı, alacağın yargılamayı gerektirdiği, borçlunun kaçma ya da mal kaçırma şüphesini gösteren delil de ibraz edilemediği hususları birlikte değerlendirildiğinde mahkemece ihtiyati haczin kaldırılması isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Talep tarihi itibariyle henüz vadesi gelmemiş alacak yönünden talep eden vekilince borçlunun iflas ettiği, taahütlerinden kurtulmak için kaçmaya hazırlandığı veya mallarını gizlemeye ve kaçırmaya hazırlandığına dair bir delil ibraz edemediği, mahkemece "duyuma dayanılarak ihtiyati haciz talebinin kabulüne" karar verilmesinin doğru görülmediği-
İhtiyati haciz kararına itiraz ve temyiz hususunu düzenleyen İİK’nun 265. maddesinin son fıkrasında, ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine verilen kararlara karşı temyiz yolunun açık olduğu, ancak temyiz incelemesi sonucu verilen kararın kesin olduğu düzenlendiği-
Borçluların ancak "alacağın muaccel olmadığı veya rehinle temin edildiği" yolundaki itirazlarını kanıtlamak suretiyle verilen ihtiyati haciz kararını ortadan kaldırma hakkına haiz oldukları,  alacağın mevcut olmadığı veya ödendiği veya miktarına ilişkin olarak itirazda bulunamayacakları, itiraz eden tarafça ileri sürülen hususların İİK 265/1 maddesinde sayılan ihtiyati haczin kaldırılmasını gerektirecek sebeplerden olmadığı, senetlerin kayıtsız şartsız borç ikrarını gösterir şekilde düzenlenmiş teminat senedi olduğunu gösterir üzerlerinde bir şerh bulunmadığı, itiraz eden tarafça ileri sürülen teminat iddialarının yargılamayı gerektirir nitelikte bulunduğu-
İtiraz eden vekilinin "itiraz dilekçesine konu çekin yetkisiz çalışan tarafından imza edildiği ve güveni kötüye kullanma suçundan hakkında soruşturma başlatıldığına" ilişkin iddiaların İİK'nın 265. maddesi kapsamında incelenemeyeceği- Sahtelik iddiasının ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmeyeceği-