Hakkında husumetten redde dair ilk karar kesinleşen ......... yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken yeniden hüküm kurularak tazminattan sorumlu tutulmasının doğru olmadığı- Davalı Belediye'nin kendini vekille temsil ettirdiği, mahkemece maddi manevi tazminat talebinin kısmen reddine karar verildiği, mahkemece bu husus gözetilmeksizin karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar gözetilerek davalı Belediye yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu-
Mahkemece kendisini vekille temsil ettiren davacılar lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 900,00TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1.800,00TL vekalet ücreti takdir edilmesi doğru değil ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Mahkemenin kararı, manevi tazminat miktarı dışında diğer yönlerden kesinleşmiş olup hüküm sadece manevi tazminat miktarı bozulmuş olmakla, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonunda, manevi tazminat dışındaki diğer yönlerden (ve fer'ileri olan yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti yönlerinden de) karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği- Hakimin manevi tazminat yönünden takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği, buna göre takdir olunan manevi tazminatın “bir miktar fazla” olduğunun görüldüğü ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece bahsi geçen ortaklığın giderilmesi davası dosya arasına alınarak, taşınmazın satışının yapılıp yapılmadığı, tapuda malik değişimi olup olmadığı hususları araştırılarak ve bu anlamda bir değişiklik olması durumunda 6100 sayılı HMK’nin 125. maddesi kapsamında uygulamaya gidilmesi gerekebileceği de düşünülerek hüküm tesis edilmesi gerekeceği- Elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talepli davalarda, elatılan taşınmaz değeri ve kabul edilen ecrimisil miktarı toplamı üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Mirası reddin iptalinin, bir tespit davası niteliğinde olup maktu karar harcına tabi olduğu-
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, güncel tapu kaydına göre dava konusu taşınmazların .............. tarihi itibariyle dava dışı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırıldığı, mahkemece bu husus nazara alınmaksızın özel mülkiyete konuymuşcasına davalı ...'ya murisi ...'dan intikal olduğu kabul edilerek bu taşınmazlardaki payların da iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı anlaşıldığından hükmün bu sebeple bozulması gerektiği- 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (I) sayılı tarifenin yargı harçları başlığını taşıyan kısmında, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı alınacağı hükme bağlandığından; hüküm sonucunda davanın kabulüne karar verildiği halde nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
HMK'nun 297. maddesine göre; kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olması gerektiği, bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesinin kanun ile hakime yükletilmiş bir ödev olduğu, aksine düşünce ve uygulamanın gerek yargı erki ile hakimin, gerek mahkeme kararlarının her türlü çelişkiden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmayacağı-
Marka hakkına tecavüz- Haksız rekabet- Tazminat- Katma Değer Vergisinin hükmolunan tazminata eklenip eklenmeyeceği-
İİK’nun 72/4 maddesi uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkin davada, mahkemece alacaklı şirket aleyhine verilen ihtiyati tedbir kararından dolayı alacaklı alacağını geç almış bulunduğundan bundan doğan zararları gözönüne alınarak bu konuda bir karar verilmesi gerekirken mahkemece olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru olmadığı gibi, davalı şirketin kendini vekille temsil ettirdiği anlaşılmış olup aleyhine açılan davanın reddine karar verildiğine göre bu davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
İstinaf mahkemesinin ilk derece mahkeme tahkikatını yeterli görmediği, ilk derece mahkeme kararını zımnen kaldırarak tahkikat yapıldığı anlaşılmakla, istinaf mahkemesince bu durumda yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar doğru olmadığı gibi istinaf mahkeme kararının hüküm fıkrasının 4. bendinde ‘’İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,’’ denilmek suretiyle duruşma yapılması gerçeğine aykırı sonuçla davacı lehine vekalet ücreti verilmemesinin de doğru olmadığı-