Avukat ile iş sahibi/müvekkili arasındaki sözleşme ilişkisinden doğan avukatlık ücreti ile yargılama sonunda haklı çıkan taraf yararına hükmedilen ve yargılama gideri niteliğinde olan avukatlık ücretlerinin kaynağı farklı olup, uygulama ve yargısal kararlarda bunlardan ilkine sözleşmeden doğduğu için "akdi vekâlet ücreti", ikincisine ise kaynağını kanundan aldığı ve yargılama sonunda dava ya da takibin karşı tarafından tahsiline karar verildiği için "yasal vekâlet ücreti" ya da "karşı taraf vekâlet ücreti" denildiği- Yargılama giderlerinden olan yasal vekalet ücretine hükmedilebilmesi için dava ya da takipte haklı çıkan tarafın her şeyden önce kendisini bir vekille temsil ettirmiş olması gerektiği; bu ücretin, vekil eden ile avukatı arasındaki sözleşme ilişkisinden kaynaklanan akdi vekâlet ücretinden tamamen farklı olup, dava sonucunda haklı çıkan tarafın kendisini bir vekille temsil ettirmiş olması nedeniyle zarara uğradığı düşüncesinden hareketle yargılama giderlerinden biri olarak kabul edildiği- Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücretinin avukata ait olduğu ve bu ücretin, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemeyeceği, haczedilemeyeceği- Bir hükmün ancak davanın taraflarının leh ve aleyhine kurulabileceği gözetildiğinde davanın tarafı olmayıp, yargılamada sadece taraflardan birinin vekili sıfatıyla yer alan avukat hakkında hüküm kurulamayacağı- Avukatlık ücretinden müteselsil sorumluluğun iki durum için öngörüldüğü, bunlardan ilki iş sahibinin birden fazla olması hâlinde iş sahiplerinin avukata karşı olan müteselsil sorumluluğu, ikincisi ise iş sahibinin hasmı ile sulh olması veya her ne suretle olursa olsun anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde, iş sahibi ile karşı tarafın (hasmın) avukata karşı olan müteselsil sorumluluğu olduğu- Tarafların aralarındaki ihtilafı sulhle sonuçlandırdıklarını ispat yükünün avukata ait olduğu- Somut olayda davalı alacaklı ile diğer davalı borçlu arasında düzenlenen protokol her ikisi arasındaki hukuki ilişkiyi kapsadığı, dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücretinin avukata ait olduğu, protokolde avukatın bu şahsi alacağından feragat ettiğine dair açık bir düzenleme bulunmadığından avukatın sulh protokolüne katılmış ve protokolü alacaklı tarafın vekili sıfatıyla imzalamış olması vekâlet ücreti alacağından kendi adına feragat ettiğini göstermeyeceği- Alacaklı ile borçlu arasındaki hukuki ilişkiyi düzenleyen protokolde icra takibinden tüm sonuçlarıyla birlikte feragat edileceği yönünde bir kararlaştırmanın, bir haktan feragatin açık bir şekilde yapılması gerektiği gözetildiğinde, bu yönde bir çekince ileri sürülmemiş olsa bile davacı avukatın vekâlet ücretini kapsadığını söyleme olanağının mümkün olmayacağı-
Dava tümden reddedildiğine göre yargılamada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücreti takdiri gerekirken, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya uygun düşmediği-
Dava tümden reddedildiğine göre yargılamada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücreti takdiri gerekirken, davalı şirket vekilinin hiçbir duruşmaya katılmadığı ve vekilliğine karar verilmediği gerekçesi ile davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya uygun düşmediği-
Davaya konu uyuşmazlıkta; dava tümden reddedildiğine göre yargılamada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücreti takdiri gerekirken, bu yönde hüküm kurulmamasının usul ve yasaya uygun düşmediği-
Davaya konu olayda; davalı şirketin vekil ile temsil edildiği ve dosyaya vekaletnamesinin sunulduğu, alınan vekaletname uyarınca vekilin dosyaya cevap dilekçesi, davacının cevabına karşı cevap dilekçesi, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi, ıslah talebine ilişkin beyan dilekçesi sunduğu ve davalıya hukuki yardımda bulunulduğu anlaşıldığından, dava tümden reddedildiğine göre yargılamada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücreti takdiri gerekirken, anılan gerekçe ile davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya uygun düşmediği-
Alacaklının itirazın kaldırılması istemi kısmen kabul-kısmen reddedildiğine ve borçlu, icraya yaptığı asıl alacağa yönelik itirazında kısmen haklı çıktığına göre, mahkemece, borçlunun davada kendini bir vekille temsil ettirdiği de gözetilerek, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin madde 11/3 uyarınca maktu tarife üzerinden borçlu lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Mahkemece asıl davada maddi tazminat isteminin davalı tarafça kısmen kabul edilerek, dava açıldıktan sonra ve yargılamanın başında pırlanta yüzüklerin iade edildiği dolayısıyla bu talepler yönünden davacının haklı çıktığı gözetilerek, kabul ve reddedilen tutar oranında yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, tüm yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması hatalı olduğu gibi yine kabul edilen tutara göre kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
Sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekâlet ücretinin dâhil olmadığı-
Yargıtay'ın düzelterek onama kararları, aslında bozulması gereken bir kararın, bozma sebebinin yeniden yargılamayı gerektirmeyecek mahiyette görülmesi nedeniyle yasanın verdiği takdir yetkisine istinaden onanmasına karar verilmesi, bunun yanında düzelterek onama kararlarında harç alınacağına yönelik yasal bir düzenleme bulunmaması karşısında, düzelterek onama kararlarında onama harcı alınmaması gerektiği-
Yayın tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nin 49. maddesi uyarınca; kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimsenin manevi tazminata hükmedilmesini isteyebileceği, hâkimin manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alması gerekeceği, somut olayda; yayın tarihi, tarafların konumu gözetildiğinde, davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminatların fazla olduğu, davacılar yararına daha alt seviyede manevi tazminata karar verilmesi gerekeceği- Vekille takip edilen davalarda davanın kabul ve ret oranları gözetilerek ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dikkate alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren taraflar yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği-