Önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasında dava değeri tapuda gösterilen satış bedeli olduğundan mahkemece bu bedel üzerinden eksik harç tamamlattırılarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken harç tamamlanmadan hüküm kurulmasının doğru olmadığı- ................... tarihinde fen ve ziraat bilirkişisi refakatiyle taşınmaz başında gerçekleştirilen keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanıklar beyanlarında davacının dava konusu taşınmazda kullandığı bir bölüm gösteremediklerinden fiili taksimin varlığından söz edilemeyeceği- Dava konusu uyuşmazlıkta davacı tarafa yasada öngörülen usulde satışın bildirilmemiş olması ve yasada belirtilen hak düşürücü süre içinde davanın açılmış olması nedeniyle davacının iyiniyet kurullarına aykırı hareket ettiğinin söylenemeyeceği-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, müdahalenin men'i ve ecrimisil istemlerine ilişkin davada, konusu para olan davada yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine harçlandırılmış dava değeri üzerinden nisbi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, maktu vekalet ücreti takdir edilmesinin doğru olmadığı-
Harcın binde 11,38 yerine yüzde 11,38 oranında taraflardan tahsil edilmesi ve dava konusu taşınmazların hem elbirliği hem de paylı mülkiyete tabi olması nedeni ile satış bedelinin tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki oranlara göre taraflara dağıtılacağının kararda gösterilmemiş olması doğru görülmemiş ise de; bu hususların hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Dava konusu taşınmaz hem paylı hem de elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğundan, mahkemece satış bedelinin tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak taraflara dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, hüküm sonucunda satış bedelinin sadece tapu kaydında belirtilen hisseler oranında taraflara paylaştırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı- 492 sayılı Harçlar Kanunu ve eki Tarife'nin karar ve ilam harcına ilişkin hükmü uyarınca karar tarihi itibariyle taşınmazın satış bedeli üzerinden binde 9,9 oranında harç alınması gerekirken, hükümde bu oranın “0,0009” olarak gösterilmesinin ve harcın paydaşlardan satış bedelinin dağıtılmasına ilişkin oranlarda tahsil edileceğinin belirtilmemesinin doğru olmadığı-
Mahkemece davacının sadece ecrimisil talebine ilişkin gerekçeli bir karar verilmiş ise de; elatmanın önlenmesi ve alacak talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmakla, elatmanın önlenmesi ve alacak talebine yönelik talep hakkında karar verilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Dosya içeriği ve toplanan delillerden, hükmedilmesi istenen ecrimisil miktarı ve alacak miktarı belli olduğu ve sadece ecrimisil ve alacak yönünden harç yatırıldığı, elatmanın önlenmesi talep edilen taşınmazın değeri belirlenmeden ve harç yatırılmadan karar verildiği anlaşıldığından,, öncelikle taşınmazın keşfen saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın tamamlanması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekeceği- Davaya konu ...... parsel sayılı taşınmaz yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiasının, her türlü delille kanıtlanabileceği, intifadan menin, dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re'sen gözetileceği, somut olayda, mahkemece, davaya konu ...... parsel sayılı tarla niteliğindeki taşınmaz yönünden intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmadan işin esasa bakımından karar verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece yapılacak işin, ziraat mühendisi sıfatını haiz üç kişiden oluşan bilirkişi heyeti aracılığıyla mahallinde yeniden uygulama yapılarak ecrimisil hesabı yönünden denetime imkan verecek ve önceden düzenlenen bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri giderecek şekilde, Dairemizin ilke ve uygulamalarına göre rapor alınması, tüm deliller değerlendirilerek, sonucuna göre kabul sebebini içeren, tarafları doyurucu, hukuki denetimi mümkün ve özellikle Anayasanın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK'nin 297. ve 27. maddeleri de gözetilerek, gerekçelerinin açıkça kaleme alındığı, anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurmak olması gerekeceği-
İlk derece mahkemesince, dava konusu taşınmazlardaki davalılara ait hisselerde değişikliğe sebep olabileceğinden ............ Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen tapu iptali ve tescil davasının HMK’nın 165. maddesi gereğince bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Davalıların dava konusu taşınmazlarının bazılarında tam, bazılarında 1/12’şer hisseye sahip oldukları gözetilmeksizin dava konusu 4 taşınmazın toplam değeri üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Davanın reddine karar veren mahkemenin, davalı yararına 'dava değeri' üzerinden nisbi olarak vekalet ücretine hükmetmesi gerekeceği-
Hakkında husumetten redde dair ilk karar kesinleşen ......... yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken yeniden hüküm kurularak tazminattan sorumlu tutulmasının doğru olmadığı- Davalı Belediye'nin kendini vekille temsil ettirdiği, mahkemece maddi manevi tazminat talebinin kısmen reddine karar verildiği, mahkemece bu husus gözetilmeksizin karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar gözetilerek davalı Belediye yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu-
Mahkemece kendisini vekille temsil ettiren davacılar lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 900,00TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1.800,00TL vekalet ücreti takdir edilmesi doğru değil ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Mahkemenin kararı, manevi tazminat miktarı dışında diğer yönlerden kesinleşmiş olup hüküm sadece manevi tazminat miktarı bozulmuş olmakla, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonunda, manevi tazminat dışındaki diğer yönlerden (ve fer'ileri olan yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti yönlerinden de) karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği- Hakimin manevi tazminat yönünden takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği, buna göre takdir olunan manevi tazminatın “bir miktar fazla” olduğunun görüldüğü ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-