Dava sırasında alınan "ek rapor"un aynı bilirkişiler tarafından düzenlenmesi gerekeceği, ‘ayrı bilirkişi raporu’ alınması halinde ise ilk bilirkişi kuruluna dahil olan kimselere görev verilmemesi gerekeceği–
‘Vergi alacaklarının her hangi bir inceleme yapılmaksızın iflâs masasına kaydedilmesi ve eğer iflâs idaresinin buna yönelik bir itirazı varsa, bunu vergi mahkemesinde ileri sürmesi’ yönündeki ilkenin, verginin tarh, taahhuk ve tahsiline ilişkin ihtilaflar bakımından kabul edildiği; davalı yanın (iflâs idaresinin) borca itiraz etmeyip ‘ödeme’, ‘mükerrer kayıt’ ya da ‘mahsup’ itirazında bulunması halinde, konunun seçilecek bir bilirkişiye ya da bilirkişi kuruluna incelettirilerek, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği–
Hakimin tarafların istemi ile bağlı olup talepten fazlasına hükmedemeyeceği–
Sıra cetveline itiraz "kayıt kabul" davasının -kural olarak- sıra cetvelinin ilanından itibaren onbeş gün içinde açılması gerekeceği (İİK. 235/I)–
BK. hükümlerine göre ‘tediye yerine yapılan temliklerde, temlik edenin, temlik konusu alacağın varlığından sorumlu’ olduğu’ (eğer, temellük eden alacaklının alacağını borçludan tahsil edememesi halinde, borcun sona ermeyeceği, temlik edenin de borçtan sorumlu olmakta devam edeceği)–
Kayıt kabul davalarında, davacı alacaklının kambiyo senedine bağlanmış olsa dahi, alacağının varlığını ve miktarını temel hukuki ilişkiye dayanarak ispatlamak zorunda olduğu; taraflar arasında süregelen satım ilişkisi olduğu, davacı yanın defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda saptanmış ise de, aynı hususun davalı defterleri üzerinde de inceleme yapılarak araştırılması gerekeceği–
Fona devredilen bankaların alacağının İİK'nun 206. maddesi anlamında imtiyazlı olmadığı–
İflâs masasına başvuran alacaklıların -İİK. 223/III, c:5 uyarınca- "tebligatı kabule elverişli adreslerini bildirmeleri ve tebliğ giderini avans olarak vermiş olmaları" halinde, sıra cetveline itiraz (şikayet) süresinin, kendilerine sıra cetvelinin tebliğinden itibaren işlemeye başlayacağı–
Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi -1.6.1990 T. ve 3/4 sayılı İçt. Bir. Kararı uyarınca Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceği–