Kayıt kabul davalarında görevli mahkemenin iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesi olduğu-
"Katılma yoluyla" (HUMK. 433) hükmü temyiz etmiş olan davacı tarafın temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydedilip temyiz harcının da yatırılmamış olması halinde, "temyiz isteminin reddine" karar verilmesi gerekeceği–
Yargılama aşamasında, davacı vekilinin davayı takip etmeyip, davacının davasını bizzat takip etmesi halinde, davacı lehine, vekili için vekalet ücreti takdir edilemeyeceği–
İİK. 223/III, c:5'de öngörülen tebliğ masraflarını vermemiş olan alacaklıya sıra cetveli tebliğ edilmiş olsa bile, sıra cetveline yönelik "şikayet" ve "dava" açma süresinin, "tebliğ tarihi"nden değil "ilan tarihi"nden itibaren işlemeye başlayacağı–
Kapanış tasdikleri bulunmayan ticari defterlerin, davacı aleyhine delil teşkil edeceği–
Sıra cetveline itiraz "kayıt kabul" davasının -kural olarak- sıra cetvelinin ilanından itibaren onbeş gün içinde açılması gerekeceği (İİK. 235/I)–
‘Vergi alacaklarının her hangi bir inceleme yapılmaksızın iflâs masasına kaydedilmesi ve eğer iflâs idaresinin buna yönelik bir itirazı varsa, bunu vergi mahkemesinde ileri sürmesi’ yönündeki ilkenin, verginin tarh, taahhuk ve tahsiline ilişkin ihtilaflar bakımından kabul edildiği; davalı yanın (iflâs idaresinin) borca itiraz etmeyip ‘ödeme’, ‘mükerrer kayıt’ ya da ‘mahsup’ itirazında bulunması halinde, konunun seçilecek bir bilirkişiye ya da bilirkişi kuruluna incelettirilerek, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği–
Kayıt kabul davası sırasında, iflâs tasfiyesi sonucunda alacaklıya fiilen ödenebilecek para miktarı belli olmadığından, kayıt ve kabulüne karar verilen alacak miktarına, tahsil harcının da dahil edilemeyeceği–