Vergi idaresi tarafından açılan ‘kayıt kabul davası’nda, adli yargı değil idari yargı görevli olduğundan, vergi alacağının iflâs idaresince reddedilemeyeceği, iflâs idaresinin vergi alacağını sıra cetveline kaydetip, müflisin yerine geçip vergi mahkemesine kendisinin itirazda bulunması gerekeceği- (İflâs idaresinin, vergi alacağını inceleme yetkisi bulunmadığından, bu alacağı aynen sıra cetveline geçirmek zorunda olduğu, daha sonra kendisinin müflisin başvurabileceği yollara başvurabileceği)–
Kanunda (İİK. 218, 219, 223/III) öngörülen usul ve sürelere uymadan doğrudan doğruya kayıt kabul davası açmış olan alacaklının davasının ilk oturumda davalı iflâs idaresi tarafından kabulü halinde, davacı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceği–
Getirtilen ipotek tablosunda davacı lehine kurulmuş olan ipoteğin mahkemece öncelikle ‘anapara ipoteği’ mi yoksa ‘limit ipoteği’ mi olduğu belirlenmeli, buna göre MK'nun ilgili hükümleri de gözetilerek ‘ipoteğin teminat altına aldığı alacak miktarı’nın uzman bir bilirkişi ya da bilirkişi kurulu vasıtasıyla belirlenerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği–
Kredi sözleşmesinde yer alan taraflar arasında uygulanacak asgari temerrüt faizi oranı -%180 olarak- belirtildikten sonra, ‘bankaca daha fazla bir oranın uygulanmasına karar verilmesi halinde, belirlenen bu yeni oranın uygulanacağına’ dair yer alan hükmün geçerli olup tarafları bağlayacağı–
Basit yargılama usulüne tabi olan kayıt kabul davalarının -10 günlük- temyiz süresinin adli tatilde de işlemeye devam edeceği–
Kollektif şirket ve ortaklarının iflâsı halinde, ortağın kişisel alacaklısının, alacağını "şirketin iflâs masası"na yazdıramayacağı, bu talebin İİK. 205'in kapsamı dışında kaldığı
Başka bir mahkemede yargılama konusu edilen alacakların iflâs masasına ihtilaflı alacak olarak yazılacakları; bu şekilde kaydedilen alacaklar için -İİK. 252 uyarınca- yapılacak ‘geçici dağıtım’larda pay ayrılması gerekeceği–
Kayıt kabul davalarının ‘alacağın varlığına ve miktarına ilişkin, diğer bir ifadeyle maddi hukukta sonuçlar doğuran davalar’ olduğu, iflâs öncesinde girişilen takiplerin kesinleşmemiş olmasının davanın reddine neden olmayacağı–