Kira sözleşmenin feshi, tazminat, kira iadesi ve üç adet teminat senedinin iadesi istemine ilişkin davada, mahkemece sadece hükmedilen tazminat yönünden karar harcı alındığı, harç ve yargılama giderlerinin buna göre belirlendiği, davacı tarafa peşin harcı tamamlaması için mehil de verilmediği anlaşıldığından mahkemece eksik harcın tamamlattırılması, yatırılmadığı takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi ve süresi içinde harç ikmaliyle yenilenme yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esasının incelenerek hüküm kurulmasının yerinde olmadığı-
Çift taraflı davalardan olan ortaklığın giderilmesi davalarında, davalılar da davacılar gibi aynı haklara sahip olduklarından, davacının davadan feragat etmesinin tek başına netice doğurmayacağı, davacının feragat etmesine rağmen davalılardan her birinin davayı devam ettirebileceği-
Mahkemece, borçluya duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilmesi gerekir iken yokluğunda yargılamaya devam edilerek davanın takip edilmediğinden bahisle dosyanın işlemden kaldırılmasına, akabinde de davanın süresinde yenilenmediğinden bahisle açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Kayıp olduğu halde mahkemece icra dosyası ihya edilmeden UYAP safahat bilgilerine göre zamanaşımı itirazının hakkında karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacı vekilinin mazeretinin kabulüne karar verildiği takdirde mahkemece duruşmanın bir başka güne bırakılmasına karar verilmesi, mazeret uygun bulunmamışsa mazeretin reddi ile birlikte HMK'nın 150. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekeceği, bu durumda mahkeme, davacı vekilinin mazeretinin kabulüne karar verildiği halde davaya devamla davacı vekilinin gıyabında esas hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Duruşma gününü bildirir davetiye tebliği ve sonrasında gerekçeli kararın bir başka avukata tebliği halinde, davacı vekiline usulüne uygun yapılmış bir tebligattan da söz edilemeyeceği-
Davacı asile vekilinin istifasının bildirilmesi gerektiği açık olup, ondan sonra davacı asilin veya yeniden görevlendireceği temsilci huzuru ile davaya devam edilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazların keşfen belirlenen değerleri üzerinden davacı tarafça tamamlama harcı ikmalinin sağlanması, ondan sonra işin esası bakımından bir hüküm kurulması gerekeceği-
HMK'nun 150/1. maddesinde, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılacağı,  aynı maddenin beşinci fıkrasında ise, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davaların, sürenin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılacağına karar verileceği - Somut olayda, borçluya dava dilekçesinde bildirdiği adrese çıkarılan tebligat iade döndüğünden, mahkemece, borçluya  usulüne uygun yeniden tebligat yapılması gerekeceği -
Davanın, TMK'nın 605/1. maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkin olduğu, mirasın gerçek reddinde, mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı, bozucu yenilik doğurucu hak niteliğinde olup, sulh hakimi tarafından tutanakla tespit edilmekle hukuki sonuç doğuracağı- Böyle bir davada sulh hakiminin görevinin, reddin süresinde olup olmadığı ve reddedenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek; süre koşuluyla mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, TMK'nın 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibaret olduğu- Mirasın kayıtsız şartsız reddine ilişkin dilekçe sulh hakimine ulaştıktan sonra, davacının ayrıca duruşmaya gelmesine ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmadığı halde HMK'nın 150. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru görülmediği-