Tesbit dışı bırakma işlemi de bir tapulama işlemi olduğundan, bir iptal davası açmadan tesbit dışı bırakılan yerin zilyedliğinin savunma yolu ile ileri sürülemeyeceği-
Su altında kalan taşınmazların, su altında kalmadan önce “tarım arazisi” olduklarının belirlenmesi halinde, zilyedlik yoluyla tescil edilebilecekleri-
Bir taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı yoluyla tescile konu olabilmesi için öncelikle tapuda kayıtlı olmaması, orman, mera, yayla ve kışlak gibi kamu malı niteliğindeki yerlerden bulunmaması ve 3402 sayılı Kanu-nun 14. ve 17. maddelerinde belirtilen zilyedlikle kazanmaya ilişkin ge- rekli koşulların davacı yararına gerçekleşmiş olması gerekeceği-
«1617 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 26.7.1972 tarihinden sonra ve o tarih itibariyle mer’i bulunan yasalara göre belgesizden zilyedlikle kazanılmış taşınmazların, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun yürürlüğünden sonra açılan davalarda, anılan yasanın 14. maddesinde öngörülen sınırlamalar bakımından nazara alınması gerekeceği»ne ilişkin İçtihadı Birleştirme Kararı-
Tapulu olsun ya da olmasın mübadil Rumlar’dan (ve mütegayyip “=kayıp=yitik” kişilerden) kalan taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap edilemeyecekleri-
Tapulamaca tespit dışı bırakılan yerler hakkında “imar ve zil-yedlik” nedenine dayanılarak açılan tescil davalarında araştırılacak hu-suslar-
Terk edilmiş yolların, yirmi yıldan fazla süre ile tasarruf edildiği taktirde iktisap edilebileceği-
“Yayla”ların, özel mülkiyet konusu olamayacağı, zamanaşımı ile kazanılamayacağı-
Belgesizden taşınmaz mal iktisabında getirilen bu sınırlamaların, kural olarak arzın asıl sahibi bulunan Hazine’nin taşınmaz mallarının Yasa’nın aradığı zilyetlik koşullarını haiz olmayan kimselerin ellerinde kalmamasının temini ve diğer taraftan da zilyetliği hukuken korunmaya layık kimselerin zilyetliğinin sağladığı iktisap sebeplerinden faydalanmalarının gerçekleştirilmesine yönelik olduğu, bir çalışma alanı içerisinde belgesizden iktisap edilebilecek taşınmaz mal yüzölçümü hesaplanmasında, bağımsız olarak tesbit ve tescil edilen taşınmazlar yüzölçümü ile paylı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmazlarda paya isabet eden yüzölçümleri toplamlarının esas alınmasının gerektiği, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanmasının gerekeceği-
Tapu kayıtlarının çatışması halinde, itibar edilecek kaydın “eski tarihli” olmasının tek başına yeterli olmayıp ayni zamanda “doğru temel”e dayanması da gerektiği (bu nedenle, “doğru temel”e dayanmayan, “eski tarihli” kayda itibar edilemeyeceği)-